17 Mayıs 2019 Cuma
HAYAT KISA KUŞLAR UÇUYOR...
Bazen kendimi o kadar bitkin yorgun halsiz ve incinmiş hissediyorum ki... Aslında ortada olumsuz bir şey yokken sanki dünya başıma yıkılmışcasına üzgün oluyorum. Daha çok geçmişi düşünürken, daha çok oğlumu düşünürken... Nereden nereye geldiğimizi, nasıl bir hayattan nasıl bir hayata geçtiğimizin muhasebesini yaparken şimdiki hayatımızdan ve yaşantımızdan ne tarafa doğru gideceğimizin endişesi bazen beni yoruyor...
Canım oğlum o kadar başarılı, hevesli, öyle büyük hedefleri, hayalleri var ki bazen ona yetememekten korkuyorum.. Her gün yeni bir proje ile karşıma geliyor :) Bu yaz 2 ay çalışıp ağustosta interrail ile 8 ülke gezme planı var:) Önümüzdeki dönem için şimdiden okul onu 3 haftalık Avusturya projesi için seçmiş:) Ayrıca Erasmus ile Portekizden gelen öğretim üyesi onu o kadar başarılı bulmuş ki Üniversiteyi Portekiz'de Erasmus ile okuma şansı olabileceğini bunun için elinden geleni yapabileceğini söylemiş :) Bunu duyduğumda 2 gün ağladım :) İlk İsveç'e gittiğinde dedi ki 'Anne asla translate açmadım biliyor musun hocalar Gökay'ın içinden bir ingilizce hocası çıktı diyorlar' dedi:) Dil konusunda kendini çok geliştirdi hep kendi çabasıyla bu konuda eşiminde hakkını yiyemem onu gerçekten çok iyi bir dil programına yazdırıp ilk fitili o ateşledi :) Gökay öyle güzel çabaladı o kadar hızlı öğrendi ki biz bile anlamadık ne ara bu kadar iyi oldu:)
Zaman öyle hızlı geçiyor ki... Bebekliği geliyor gözümün önüne... Sanki üstünden yüz yıllar geçmiş... Geçmişe dair tüm anıları o kadar silmişim ki.. Bazen onun bebekliğine dair anıları hatırlayamamak bana gerçekten acı veriyor... Bir sürü fotoğraf, kamera kayıtları, anılar hepsi oradan oraya savrulurken kaybolmuş dağılıp gitmiş...Acılarımı sileceğim diye tutup bütün anılarımı silmişim meğer... Neyse önemli olan onun şu an olmak istediği yerde olması... Önemli olan onun geleceğini sağlam temeller üzerine kurması... Ben onunla ne kadar gurur duysam az çünkü ben hep çocuktum da Gökay hiç çocuk olmadı hep olgundu, hep aklı başında ben onun saçma sapan hareketler yaptığı beni üzdüğü hiç bir dönem hatırlamıyorum ha 8. sınıfta teşekkür aldığı dönem 29,5 gün devamsızlık yapıp neredeyse sınıfta kalıyordu neyse ki direkten döndük:) evet o dönem kalp krizi eşiğine geldim :)))
O istediği ülkeye istediği üniversiteye gitsin istiyorum, kendi hayatını kursun ve bu ülke şartlarında çalışmasın istiyorum. Umurumda değil kimin ne düşündüğü bu ülkede çocukları ziyan ediyorlar emekleri hep boşuna umutları kayıp... O istediği yerde istediği gibi yaşasın hak ettiği yerlere gelsin... O bir düzen kursun sonrasında 'Bu dünyada kaç gün yaşayacağız' projemizi yerine getireceğiz:)
Buda kocamla benim Erasmus projemiz :))) Bana kalsa evi eşyaları satıp sırt çantası ile düşeceğiz yollara:) Eşim iki gün sonra evimi özledim diye ağlarsan karışmam diyor :)) Amaaan daha kaç gün yaşayacağız deyip düşeceğiz yollara görmediğimiz yerler görüp tatmadığımız şeyler tadacağız:))
Neden ?Çünkü ben böyle şeylere layığım :))))))
Ne demiş Cemal Süreya HAYAT KISA KUŞLAR UÇUYOR...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Çok güzel yazmışsın, ellerine & yüreğine sağlık...
YanıtlaSil