10 Ocak 2016 Pazar
SENSİZ BEN NEFES ALAMAM BURALARDA HİÇ DURAMAAAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞMMMMM:))))
Aklıma takılı kalan konulardan biride HASTALIKLI İLİŞKİLER:))) Sanırım her insan hayatının bir döneminde bu tarz bir hastalığa kapılabiliyor, ha bazıları bunu bir hayat tarzı gibi benimsiyor o ayrı bir hastalık o kolay çözülecek bir durum değil :))
Ben çevresi çok geniş olan ama hayatında her insanı barındırmayan bir yapıya sahibim... Hayatımda asla kuru kalabalık istemiyorum bir çocuğum bir ailem bir dostlarım bitti... Fazlası gönül ve ruh yorgunluğu, fazlası sıkıcı, fazlası boğucu geliyor bana... Ama şu sıra yeni bir arkadaş edindim :) Gazetedeki çok sevdiğim bir arkadaşım yemek yerken dedi ki 'Sevda çok yoğun çalıştığını biliyorum ama bir arkadaşım var Dünya'da çalışan ve çok kötü durumda hatta intiharı düşünüyor... Senden bahsettim ona tek başına nelerin üstesinden geldiğini anlattım sevindi mutlu oldu bende yapabilir miyim ki? O kadar gücüm yok dedi... Bir sen çare olursun bu kıza 12 yaşında bir oğlu var,eşi aldatmış sonra boşamış sonra anne evine dönmek zorunda kalmış'
Önce şunu düşündüm 'offff yeter yaa ben moral kumkuması değilim sadece pozitif enerjisi diğer insanlardan biraz yüksek bir insanım benimde dertlerim sıkıntılarım var amk! Ben kime anlatayım herkesin dertleriyle dertlenmek zoruna mıyım?' Sonra biraz sakinleştim... Biraz derin düşünüp geçmişime gittim:) Kocası onu mutsuz ettiği ruh hastası yaptığı zamanlarda pskiyatriste gidip böğürerek ağladığım zamanlara :) İlaçlara boğulduğum ama çoğu zaman param yetmediği için alamadığım ilaçlar :))) 9 yıl neredeyse :) ne çabuk geçmiş... Neler bitmiş:) Ben ne güçlü kadın olmuşum:) Sonra dedim ki 'hayatta hiç bir şey tesadüf değildir:) Demek ki Rabbim böyle bir misyonu layık gördü bana :) Onun bana ihtiyacı var demek ki dedim :) Sonra dahilisini öğrenip aradım onu Neşeli bir sesle 'Benimle yemeğe çıkar mısın? Ama lütfen umutlanma sevgilim var benim' dedim :)) Gülümsedi tabii ki çıkarım hemen iniyorum aşağı dedi :) Konuşmaya başladık :) Kendisini çukurda gibi hisseden bu kadın benim ne kara kuyulardan tırnaklarımı kanata kanata çıktığımı öğrenince bir durdu:) Hani herkes kendi derdini dünyanın en büyük derdi sanır da kendinden beterini duyunca haline şükreder ya :) Aynen o cinsten :))) Ağlamayı kesti :) Ne yapacağım ben dedi:) o adamı hayatının merkezinden çıkarıp kendini koyacaksın dedim...Asıl olan sensin sen iyi olmazsan kimseye iyiliğin dokunmaz... Oğlunla konuş dedim küçük değil artık seni anlayıp destek olacak yaşta... Eski yaşantınıza dönmeyeceğinizi, artık yeni yaşantınızın bu olduğunu aslında hiçte kötü bir hayatınız olmadığını anlat ona ama önce sen inan sen hazmet sen kabullen... Kendinin inanmadığın bir gerçeği başkasına kabul ettiremezsin... Acil kilo ver ayda 1 kg versen sana kardır... Her şey para bu hayatta ama parasız mutlu olabileceğin şeyler yapabilirsin al oğlunu onunla yürüyüş yap, onunla vakit geçir, üzgün ezik anne gibi durma karşısında... Kocan olacak pezevenkle muhatap olma! Ondan alabileceğin en büyük intikam dimdik ayakta durmaktır... Ve Allah'ın adaletinden sakın şüphe etme... Eden bulur döner dolaşır kapına gelir:) Eğer öyle olmasaydı benim rahmetli kocam(ki kendisi hala benim için ölüdür :))) 8 yıl sonra gelip özür dilemezdi önümde ağlamazdı :) Sana haksızlık ettim biliyorum bombok durumdayım beni gören yolunu değiştiriyor uçan kuşa borcum var iki yakam bir araya gelmiyor... Kimse bana inanmıyor sen inanıyor musun bana dedi :) Karşımda o kadar acınası durumdaydı ki evsizlere benziyordu, harap bitik durumdaydı,o gamsız adamın bile saçına beyazlar yerleşmişti :) Sana inansam ne olacak ki şu saatten sonra Allah aşkına git adam ol didin çalış evini çocuğunu kimseye muhtaç etme yazıktır çocuğuna karına dedim:) O kadın ki canımı yakmak için her eylemden geri kalmamış çocuğum ameliyat olacağı gün bile o acımın içinde karşımda taze kocasıyla nispet yapıp sarmaş dolaş oturup şapur şupur öpmüştür kocasını :))))
Amaaaaan hayat işte:) Bir süre önce beni acıdan kıvrandıran şeyler bir süre sonra silik bir anı olarak kalıyor bilinç altımda:) Ama ben eskiden acılarla karşılaştığımda göz yaşıma kuvvet direkt ağlak kadın moduna geçiyordum 'Böööğğğğğğğ nedennnnn hep kötü şeyler benim başıma geliyoooo böğğğğğğ nedeeeennnn ben böyle yaşayamığğğğğyorummm :))))) deyip kendimi duvardan duvara çarpıyordum :))) Sonra öğrendim ki bunlar acı değil hayat tecrübesi :)
-Bu adam benim hayatımın içine mi sıçtı? ok sende onun ağzına sıçarsın olur biter:)))
tarzında yaşamaya başladım hayatı... İnsanlara özellikle erkeklere karşı fazla sorgulayıcı olmaya başladım:) Güzel iltifatlar artık ayağımı yerden kesemiyordu benim, çünkü ÖYLE OLDUĞUMDAN EMİNDİM evet çok güzelim evet çok pozitifim evet gülünce gözlerimin içi gülüyor evet evet evet.... Başka elle tutulur bir şey yoksa benim kahvem bitti ben kalkıyorum :) Uzun zamanlar bu şekilde yalnızlığı seçtim... Denemeleri oldu... Ama hiç biri benim hayat puzzle'ımın parçası olabilecek nitelikte değildi...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder