KADIN; 17 yaşında 'BABANA DA YÜK OLMAZSIN' cümlesi ile evlendi.
KADIN; 18 Yaşında anne oldu
KADIN; Varlık içinde kocaman yokluklar yaşadı.
KADIN; Yaşadığı aileden 50 yıl geriden gelen bir ailenin saçma adetleri, anormal kuralları ve acımasız yaptırımlarıyla çocuk mu? Anne mi? Genç kız mı? Kadın mı? Gelin mi? Evli mi? Bilmeden büyüdü.
KADIN; Evlendikten 3 yıl sonra çocuk yaptığı adamın aslında onunla ailesinin vaadettiği mal,mülk,para için evlendiğini ve cok iyi bir insan olduğunu daha iyilerine layık olduğunu öğrendi.
KADIN; Sırf çocuğu mutsuz olmasın diye 7 yıllık evliliğini 24 yaşında bitirdi.
KADIN; Elinde 5 yaşında oğlu, 1 bavul ve 2 yıl nefes almadan, maaşının tümünü yatırıp ödeyeceği bir borçla baba evine geldi.
KADIN; Çocuğu için savaşmaya başladı, bazen en sevdiklerinin bile karşısında dişi kaplan gibi kırdı döktü Parçaladı... Parçalandı, ağır yara aldı...
KADIN; Tek varlığını canını oğlunu ameliyat ettirmek için aylarca araştırma yapıp elinde avucunda ne varsa dökerek, Cerrahpaşayı yol edip koridorlarının her köşesini her kıvrimını ezberledi.
KADIN; işi bilmediği halde başına şef diye getirilen kadına işi öğretti:) Kadın işi öğrendikten sonra diğer kadının ayağını kaydırdı.
KADIN; İşsiz kaldı.
KADIN; Çocuğu hastaneye yattığında 5 kuruşsuzdu.
KADIN; Ameliyat günü 7 yıl hiç elini tutmayan kocasının el ele bir kadınla geldiğini gördü:)
KADIN; Gülümsedi kadına elini uzatıp HOŞGELDİN dedi:) Diğer kadın kafasını diğer tarafa çevirdi:)
KADIN; Para istemiyorum sadece reçetedeki ilaçları al diye yalvardı eski eşine, adam 'ailemin taktığı altınları satarsın'dedi:) Bunu söyleyen adamın ailesi 1 çeyrek takmıştı sünnetinde:) Karısının Alyansını dahi satıp kumar masasına meze yapmış bir adam başka cevap verebilirmiydiki?
KADIN; İş buldu, kimseye muhtaç olmadı, ömrü boyu hiç bir erkeğe para için boyun eğmedi!
KADIN; Kendini yalnızlıga mahkum etti, o artık kadın değil sadece ANNEYDİ!
KADIN;Boşandıktan 6 yıl sonra aşık oldu hemde hayatını sadece kadın tavlamaya harcamış koca bir şirkette yatıp kalkmadığı kadın kalmamış, yalan tek sözü olmuş, mutsuz hayatını cümle aleme deşifre etmiş, kişiliksiz, dedikoducu, Allahtan çok karısından korkan, karısının ruh hastası bir kıskanç olduğunu söylemekten hiç çekinmeyen bir adama.
KADIN; Kendine yaklaşan, nerde görse konuşmaya çalışan,hep bir tuhaf bakan, sürekli mutsuz evliliğini anlatan adamı daha çok dinlemeye başlamıs.
KADIN; Bazen adama üzülmüş, bazen çocuk gibi görmüş, bazen kıskanmış, bazen çok sevmiş...
KADIN; Her insanın mutlaka kalbinde temiz kalan, yalansiz kalan, saf kalan minicikte olsa bir nokta olduğuna inanmış hep.
KADIN; Adama sen kötü bir insan değilsin, istesen iyi temiz bir insan olabilirsin, seni kötülüklere sürükleyen insanlardan uzak durmalısın demiş.
KADIN; Birgün adamın boşanacağını öğrenmiş... Yapma demiş adama ... Ben tek başıma çocuk büyüttüm yapma demiş... Kıyma demiş... Tek suçlu eşin değil sen ona iyi olursan o da sana iyi olur alttan al demiş... Gecelerce günlerce yazmıs adama... Bir sabah kahvaltı hazırla karına onu mutlu edecek şeyler yap ama bunu yapma.... İsteseymiş kadın inanılmaz gaz verebilirmiş! Adam buna öyle müsaitmiş ki...
KADIN; Tüm kalbiyle kendi çocuğu yerine koyduğu minicik kız çocuğunun babasız büyümemesini dilemiş...Adam kararlıyım sadece yanımda ol demiş...
KADIN; Adam boşandığı gün yanına gitmiş sarılmış, geçer demiş, her ihtiyacın olduğunda yanındayım demiş ve hep olmuş...
KADIN; Bazen anne olmuş,bazen abla olmuş,bazen çocuk olmuş,bazen dost olmuş adamın ihtiyaç duyduğu ne varsa hepsi olmuş...
KADIN; Emek vermiş bazen canı yana yana, bazen içini kanata kanata... Tamam demiş artık o iyi bir insan:) Yalan söylemekten vazgeçti:) Eskisi gibi değil onu tek mutlu eden kadınlar kızlar değil:) Artık hayatı paylaşabiliyoruz:) Birlikte gülüp birlikte ağlayabiliyoruz...
KADIN ilk defa kendini bir erkeğin sahiplendiğini, herşeyi ile sevdiğini hissetmiş..
KADIN; Adam işsiz olduğu için onu maddi manevi sırtında taşıdı bir gün bunu ona hissettirmedi. Kendi yemedi ona yedirdi, kendi giymedi ona giydirdi çünkü tüm dünyası sevdiği ve çocuğu olmuştu...
KADIN zor günler geçiriyordu...Yeni bir ev bulmalı çocuğu ile birlikte huzur içinde yaşamalıydı.
KADIN; Bunca sorunun içinde birde sevdiği adamın eski karısı ile uğraşmaktaydi:) Kadın çatır çatır boşadım seni bensiz bir hiçsin modundayken birden başka bir kadının adama değer verdiğini görünce pek kıymetli olmuş saçma sapan hareketlerle, gece gündüz arayarak, aman efendim evlerden kaçarak sabahın körlerinde ayrılacaksinız mesajları atarak eski kocasina sevgisini gösteriyordu:)
KADIN; artık bıktı! Adam artık bıktı! Adam ben seni mutsuz ederim bu manyak peşimi bırakmaz benim dedi.
KADIN; Hayır dedi ben mutsuz olmayacağım çünkü kimseyi mutsuz etmek değil derdim...
KADIN; Adama en çok ihtiyacı olduğu gün adam benim dönmem lazım dedi:)
KADIN; Kimsenin değişemeyecegini, sadece menfaatleri uğruna şekil degiştirebildiğini o gün anladı:) Çünkü bir insan değişmezdi :) Sadece menfaatleri neyi gerektiriyorsa öyle davranırdı:)
KADIN; Vaktiyle adama yalvarmıstı boşanma diye, yapma demişti... Adam eski karısının yarasını sarmak için ölümcül bir yara açarak gitti...
KADIN; İçi çıkana kadar ağladı:) Çünkü herkesin kalbinde az da olsa iyilik vardır sözü midesine oturmuştu:)
KADIN; Kırıldıkça keskinleşti canı yana yana can yakmayı öğrendi...
KADIN; Yaşadiğı aynı acıyı adama yaşattı... Beter olsun dedi...
KADIN ; Bugün olsa asla yapmazdı:) onu buna değer bulmazdı:) gülümseyerek acımakla aşağılamak arası bir bakış atıp geçer giderdi:)
KADIN; Başka bir kadınla saçma bir savaşa girdi:)
KADIN'ın canını yine bir KADIN yakmaya çalışıyordu...
KADIN; önce kabullenmeyi öğrendi,sonra kendini sevmeyi:) Anladı ki herkes hakettiği istediği yerde:)
KADIN; Kendine değer vermeye başladı:) Kadın asla yapamam dediği şeyi yaptı:) Her sabah tartılıp poposuna kocaman bir şaplak attı 'Afferim benim kızıma!':)
KADIN; İçindeki yaralı aldatılmış yıpratılmış kandırılmış gereksiz muamelelere maruz kalmış kız çocuğunu kolundan tuttuğu gibi gerçekler ile yüzleştirip aslında nerde olması gerektiğini gösterdi:)
KADIN; Olması gerektiği yere geldi, olgunlaştı, her hatası kulağında bir küpe oldu:) Yeniden sevdi:) Çok sevildi:) Derin bir nefes çekti aşktan çiçek açtı :) Bahar yeniden geldi topraklarına:) Vaktiyle arkadaşlarının 'Neden onu adam etmeye uğraşıyorsun? Adam olmuşlardan seç' eleştirisini kulaklarını tıkayıp ağlayarak lütfen susun demedi Çünkü adamlık önemliydi :) Çünkü herkes erkek olabilir ama ADAM olamazdi:)
Bu uzun bir hikaye:) Uzun lafın kısası biraz KADIN gibi olun ERKEKLER:) ADAM gibi olamıyorsanız bari KADIN OLUN! :)
YÜZÜMÜZE BAKMAYA YÜZÜNÜZ OLSUN!
KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN
6 Mart 2016 Pazar
ETİKETLER SADECE İLKOKUL DEFTERLERİNE YAKIŞIR...
Hayat insana öyle şeyler gösterir öyle şeyler yaşatır ki hiç olmam dediğin yerde olur,asla yapmam dediğin herseyi çatır çatır yaparsın! Sen yapmam dersin en sevdiklerinde görürsün... Bu yüzden attığımız her adımda, ettiğimiz her sözde, her nefes alışımızda dahi dikkatli olmalı ve kimsenin durumunu,halini,hayatını. Görüntüsunü kınamamalıyız... Bu şekilde insanların canını yakmak karşıdaki insanın eksikliği değil dalga geçenin acizligidir!
Hayatının büyük bir bölümünü ŞİŞMAN bir insan olarak geçirmiş, tüp mide ameliyatı olup 45 kilo vermiş ve ideal kilosuna 5 kg kalmış 14 aylık bir oplu olarak tüm şişman şakalarından , şişman insanları dalga gecme aracı olarak kullananlardan, dalga geçenlerden, tuhaf tepkiler verenlerden, ikinci sınıf insan muamelesi yapanlardan tiksiniyorum!!! Ben zayıflamış olabilirim ama inanın şişman insanlardan daha çok tepki veriyorum, daha çok zoruma gidiyor! Lütfen çocuklarımızı yetiştirirken onlara hayatı öğretirken 'şisko' ve benzeri etiketleri o saf beyinlere kazımayalım... Rabbim tüm kilolu arkadaşlarımı yüklerinden kurtarsın inşallah...
Sevgiler...
4 Mart 2016 Cuma
AŞIRMA, TAŞIRMA, BOKUNU ÇIKARMA;)
Ahhhh sevgili takipçilerim büyük ısrarlarınıza dayanamayıp sahalara döndüm :)))O nasıl istemek o nasıl baskılar :)))) Valla kafam bir milyon bu ara iş harici hiç bir şeyle uğraşamıyorum.... Ama içim doldu taşıyor :) Evet başlıyoruz;)
Öncelikle herşeyin , her olayın, her acının, her sevginin, her sevincin boku çıkarılmadan paylaşılması taraftarıyım:) çünkü hakikaten samimiyetsiz oluyor :) Hele ki olayın aslını astarını zaten biliyorsanız daha bir gülünç duruma düşürüyor insan kendini:)
Facebook sayfama bakarken çok sevdiğim bir arkadaşımın çocuğu için yaptığı doğum günü kutlamasının resimlerini gördüm :) Öyle sade öyle naif öylesine sıcaktı ki bayıldım :) Tüm aile toplanıp güzel bir sofra kurmuşlar ailecek yemiş içmişler, küçük normal bir yaş pasta kesmişler çocuklar için balonlar şişirilmiş:)) Çocuklar mutlu aile mutlu herşey çok güzel görünüyor :))) Arkadaşımı bu sebepten tebrik ettim:) Günümüzde daha doğmamış çocuklara bile baby showers partileri yapılıp, doğduktan sonra aman dişi çıktı diye ayrıca parti yapılıp, çocuk yaşına girdiğinde de mekanlar tutup, pankartlar hazırlayıp, özel organizasyon şirketleri ile anlaşıp, düğün pastası modunda kocaman bilmem kaç katlı pastalar yaptırıp, Gelinlikten bozma tuhaf kıyafetler giyip adeta bir nişan kutlaması tadında partiler yaptıran tiplerden TİSKİNİYORUM:))) Yazık günah ne gerek var ki onca gösterişe, o denli şaşaya, o kadar abartıya... Bunca ihtiyaç sahibi insan varken... Hayatı boyunca doğumgünü hiç kutlanmamış çocuklar varken... Uzun lafın kısası herşeyi tadında yaşamak lazım. .. O anın güzelliğinin tadını çıkarmak lazım başkalarının gözüne sokmak değil :)))
Kalp kalp kalp muck muck muck ;)))
Öncelikle herşeyin , her olayın, her acının, her sevginin, her sevincin boku çıkarılmadan paylaşılması taraftarıyım:) çünkü hakikaten samimiyetsiz oluyor :) Hele ki olayın aslını astarını zaten biliyorsanız daha bir gülünç duruma düşürüyor insan kendini:)
Facebook sayfama bakarken çok sevdiğim bir arkadaşımın çocuğu için yaptığı doğum günü kutlamasının resimlerini gördüm :) Öyle sade öyle naif öylesine sıcaktı ki bayıldım :) Tüm aile toplanıp güzel bir sofra kurmuşlar ailecek yemiş içmişler, küçük normal bir yaş pasta kesmişler çocuklar için balonlar şişirilmiş:)) Çocuklar mutlu aile mutlu herşey çok güzel görünüyor :))) Arkadaşımı bu sebepten tebrik ettim:) Günümüzde daha doğmamış çocuklara bile baby showers partileri yapılıp, doğduktan sonra aman dişi çıktı diye ayrıca parti yapılıp, çocuk yaşına girdiğinde de mekanlar tutup, pankartlar hazırlayıp, özel organizasyon şirketleri ile anlaşıp, düğün pastası modunda kocaman bilmem kaç katlı pastalar yaptırıp, Gelinlikten bozma tuhaf kıyafetler giyip adeta bir nişan kutlaması tadında partiler yaptıran tiplerden TİSKİNİYORUM:))) Yazık günah ne gerek var ki onca gösterişe, o denli şaşaya, o kadar abartıya... Bunca ihtiyaç sahibi insan varken... Hayatı boyunca doğumgünü hiç kutlanmamış çocuklar varken... Uzun lafın kısası herşeyi tadında yaşamak lazım. .. O anın güzelliğinin tadını çıkarmak lazım başkalarının gözüne sokmak değil :)))
Kalp kalp kalp muck muck muck ;)))
16 Şubat 2016 Salı
BENİ BENDEN ALAN ŞEKERPARE KADIN :)))
Hastayım ben bu hatuna, bir insan bu kadar mı içten demeyeceğim ciğerden bildiğin ciğerden olur yaaa:))) Bir kadında zerre kadar da mı ego olmaz hiç mi elalem ne der diye bir tarafına takmaz:))))
Cık takmaz çünkü onun adı BAŞAK ŞEKERPARE :))))
YENİ EVLENENLERE:)))
Evlenirken yahut ev yenilerken asla özenilmemesi gereken şeyler vol.7654
Şekerpare tic. tur. Amme hizmeti listesi
Şekerpare tic. tur. Amme hizmeti listesi
1 - Ankastre (özellikle gri/metal rengi) her şey!
Arkadaş o beyaz anam babam usülü ocağımın gözünü seveyim. Ruhum tükendi, ömrümün fitili söndü ocak/fırın ovaklamaktan. Hayır dağınık ve leş yemek hazırlayan bir kadın da değilim ki anında iz toz olsun. Ben böyle şey görmedim arkadaş ya!
2 - Beyaz yahut çok açık renk parke/döşeme
Evi ferah göstersin, oh temizlik belli olsun oh maksatlarıyla bu işe girmeyin. Evet evi temiz ve ferah gösterecek elbette, şayet 7 günün 6'sı elinizde viledayla dolanırsanız. Azcık ferahta param olsun ilk işim duvardan duvara halı olacak!
3 - Zebra stor!
Zebra stor dedikleri halt, pencerenizin açısına göre yapılmakta olup, ne yazık ki aynı açıda aynı biçimde kirlenmemekte. Kirlendiğinde ise temizlemesi tam bir işkence olan bu ıvıdık zıvıdıktan uzak durun, bana dua edeceksiniz. Anam babam usülü tül candır.
4- Beyaz parlak mutfak dolapları
Ya biri de çıkıp demedi ki sen 36 yaşında kadınsın, senin neyine gece neon yakmışsın gibi parlayan ananın ak sütü gibi beyaz dolap! Gece 12'yi geçince gazinoya mı dönüşecek sanki ev nedir yani? Ne kafayla yaptım ben bunu? Niye uyarmıyosunuz keranacılar?
He he çok ferah, çok güzel he. Bir ay sonra görürüm sizi. Bembeyaz ev yapmayın arkadaşım. Kırık beyaz da yapmayın bak benden söylemesi. Olm her şey mi omoyla yıkanmamış beyaz kazaktaki ketçap lekesi gibi durur ya, her şey mi?! Ovakla ovakla belim bıkınım tutuldu şerefsizim. Yapmayın etmeyin. Bu tuzağa düşmeyin.
Şimdilik bu kadar,
Topluma hizmetlerim devam edecek.
Yeşil domestoslu sarı bezlerimlen öperim... \o/
Topluma hizmetlerim devam edecek.
Yeşil domestoslu sarı bezlerimlen öperim... \o/
HAMİLELERE:)))
(bkz: kadının kadına ettiği/case study)
Kenafir kadın: Kız mı bekliyorsunuz?
Ben: İvit (gülüm gülüm gülmseyerek)
Kenafir Kadın: Belli belli iyice çirkinlemişsiniz. (sırıtarak)
Ben: !!!!!!
Ben: İvit (gülüm gülüm gülmseyerek)
Kenafir Kadın: Belli belli iyice çirkinlemişsiniz. (sırıtarak)
Ben: !!!!!!
Velev ki çirkinim, velev ki sümüğünü atmayacağın hilkat garibesi gibi biri olmuşum
1- öncelikle oğluna mı alacan sanane nemrudun kızı?
2- Sonralıkla lan biz toplum olarak ne zaman bu kadar psikopatlaştık? Ne zaman bu kadar gaddar olduk? Kendi de aynı süreçten geçen çoluklu çocuklu bir kadın, bir başka kadına nasıl bunu söyleyebiliyor?
Ha sonra bir de diyorlar ki; ay hamileler sona yaklaştıkça sinirli olur. Ya ne olacağıdı yapraam, sen hamileliği o lohusa takım pijamaları reklamındaki "ne olursa olsun gülümsemeliyim çünkü gebelik bunu gerektirir" şeklinde geçiyor mu sandın? Sanki sinsinati huzurevinin bahçesinde yaşıyoruz... HÖYT.
VE GERİ KALAN HERŞEYE :))))
Reklamlarda "Canöm yarınkö toplatıda şö gömlöğömö göymök östöyörüm" diye göğsünde kolum kadar fışkırık salça lekesi olan bembeyaz gömleği karısının burnuna uzatan adam! Sana ve karına laflar hazırladım sıkı dur!
Ulan deyyus, yumurta kıçına gelene kadar aklın neredeydi? Madem toplantın çok önemli, son geceye mi bırakılır o iş? Kirlilerin içinden tırım tırım gömlek seçilir mi? Manyak mısın, sapık mısın be adam?
Hadi sen öylesin diyelim. Senin karında nasıl bir süper güç var ki, gecenin köründe salça lekesiyle burnuna uzattığın gömleği sabaha lekesiz pırıl pırıl ütülü veriyor? Ne ayaksın kızım sen? Anlat biz de bilelim yani. Bizim bilemediğimiz ne numaran var? Oksijen alıp, karbondioksit değil domestos mu veriyorsun dışarı? Ne iş?
BENİM MİNİ MİNİ MINNOŞ TÜP MİDEM :)))
İşte benim ilgi alanım:))) Artık kendimi tüp mide ameliyatı olup 45 kg vermiş bir insan gibi değil de daha çok bariatrik cerrahi danışmanı gibi hissetmeye başladım:) Bu işin tabi ki şakası asla hadsizlik etmek istemem ben bir Demet Ella, Başak Şekerpare, Neval Baydemir ya da Didem Yıldırım değilim:))) Çünkü bu insanlar bizim yaşadığımız ameliyatı yaşadıkları gibi ayrıca mesleki açıdan kendilerini ciddi bir şekilde yetiştirerek gercek manada bu konuda üst seviyelere taşımışlardır. Hepsinin alçak gönüllülüğü ve minnos kalpleri önünde saygıyla eğiliyorum:)))
Hergün en yakın arkadaşlarımdan bile şu tepkiyi almaya başladım:))) Sevda sen ne oldun? Daha fazla zayıflayacak mısın? Nasıl böyle oldun:))) Hiç üşenmeden bana soru soran ya da bu konudan müzdarip olan insanlara bıkmadan usanmadan yazıyorum... Öncelikle asla hiç kimseye ilk aşamada ameliyat tavsiye etmiyorum. Bu konuda gerekli araştırmaya girmeden, obezite camiyasini takip etmeden sıkıntı ve olumsuzluklarini bilmeden BİR MUCİZE bekleyerek bu işe asla girilmez! Ben ameliyat olmaya karar vermeden neredeyse 1 yılı buldu araştırmalarım... Sanki kısa bir sürede hemen hooop diye ameliyat olmuşum gibi anlatıyorum ama madalyonun arka yüzü hiçte öyle değil... Bir kere açık konuşayım obezite dünyasında Ozan Orhon gibi bir örnek var ki her obezin kabusu:) önce mide kelepçesi taktırdı, mide kelepçesi kaydı tekrar taktırdı midesi delindi son çare olarak tüp mide yaptırdı şu sıra bildiğim kadarıyla sağlıklı... Öğrenen herkesin ilk tepkisi: Sen manyak mısın ?masada kalırsın! Bu nedenle kimseye söylemedim sadece çok yakın iki arkadaşım kuzenim ve kardeşlerim😊 Düşünün ki babam bile bilmiyordu:))) Midemde ülserden kaynaklı bir yara olduğunu ve bu konuda en iyi doktoru izmirde bulduğum yalanını söyledim ona :p:)))) Ne yapayım öldürür beni yine göndermezdi:)))) Annecim:))) Hayatta gelmem senle bir daha konuşmam dedi:))) Sonrası mı uçak kalkarken dua ediyordu eli elimde:))) Bu ameliyatı saklamamın kimseye anlatmayışımın nedeni insanlardaki önyargıdır! İnsanlar başkalarının hayatları hakkında önyargılar savurmaya bayılır:))) Oysa bir bok bilmezler! Senin geçtiğin yolları düştüğün yerleri bilmezler varsa yoksa kendi acıları derindir ve kendi hayatları önemlidir:)
Konunun özüne gelirsek bu kolay bir operasyon değil işinin ehli olan ellerde yapılmalı... Günümüzde obezite cerrahisi öyle bir hal aldı ki iki tüp mide ameliyatı yapan süper cerrah, 3 hastaya yol gösteren bariatrik cerrahi danışmanı oldu. Tek amaçları iki kuruş para için insan hayatını hiçe sayıp kasap gibi kesip biçmek! Ben bu konuda ciddi manada şanslıydım çünkü doktorum yakın bir arkadaşımı, abisini ve kuzenini ameliyat etti arka arkaya ve inanılmaz sonuçlar aldılar:))) Bunlar benim gözümün önünde olmasa idi bu kadar cesaretli olamayabilirdim.... Bu konuyla ilgili çok net bir tespitim var ki AMELİYAT HİÇ BİR ŞEY KURALLARA UYMAK HERŞEY... Kendimi hiç bir zaman ameliyat olmuş gibi hissetmedim:) Hemde ilk günden itibaren :) Ne ağrı ne sızı ne de bir sıkıntı:) Sadece ilk ameliyattan çıkınca narkoz etkisi biraz bulantım oldu ve anında müdahale ettiler:) Tam 21 gün sıvı diyeti yaptım:)) Ki ameliyat öncesi de bir 4 gün sıvı diyeti yapmıştım nerden baksanız bir ay boyunca ağzıma katı bir şey girmedi:))) Bu durumdan şikayetçi miydim? Asla:))) Çünkü asla acıkmıyordum:) sadece vücudumu susuz ve vitaminsiz bırakmamaya çalışıyordum:) Sağolsun annecim az kemik suyu içirmedi bana:)) Hakkı ödenmez meninam o benim:) İlk aylar hızla kilo kaybetmeye başliyor insan, resmen başın dönüyor:))) Gece yatıp sabah kalkıyorsun 1 kg vermişsin:)))) Her sabah kızkardeşlerime tartı fotoğrafı atıyordum:))) kızlarrr ablanız 2 li rakamlara indi:))) Kızlar rejim üzeri sizi üzmek istemem ama artık 80 kg yum:))) Süpriiiiizzz sanırım 70'i gördüm:))))) Sağolsun iki kızkardeşimde küfürleri ile motive ediyordu beni her sabah:))) Abla defol git açlıktan ölüyorum midem sırtıma yapıştı hala kilo veremiyorum der güzel yürek soğutucu 3 küfür eder telefonu kapatırdı:)))) Bu işin esprili yanı:))) Ama ailemin annemin kardeşlerimin kuzenlerimin iş arkadaşlarımın desteğini iliklerime kadar hissettim diyebilirim:) Geçtiğimiz ay 1. Yılımı doldurdum:) Benim minnak midem 1 yaşında :))) benim ikinci doğum günüm oldu 12 ocak:)))
Hiç mi kötü yönü yok bu ameliyatın:) var kesinlikle :))) Bir kere misafirliğe gittiginde önüne çeşit çeşit yemekler konuyor ve sen hepsinden 1'er çatal alsan dahi patlayacak gibi oluyorsun:))) Herkes bana nasıl duruyorsun canın istemiyor mu? Diyor:))) Ve onlara tek cevabım arkadaş ben midemi aldırdım nefsimi değil :)))Tabi ki benimde çok canım istiyor :))) Tabi ki hala tatlı diye ölüyorum :)))) Yemiyor muyum? Tabi ki yiyorum:))) ama çok dikkatli bir şekilde; )
Her güzel şeyin bir bedeli vardır bu güzelliğe ulaşmanında bazı konforsuz yanları var:)))
1-Katı sıvı kuralı asla değişmezim:) Kahvaltı yaparken yemekle çay içmem yasak:) ya da yemek arasında su içmek:) Eğer su içmek istiyorsam yemekten 45 dk önce ya da 45 dk sonra içiyorum :) Zevkle kahvaltımı yapıp üstüne keyif çayı içiyorum; )
2- Kola, gazoz, soda dahil gazlı her türlü içecek yasak! Çünkü bunların mide büyütmek gibi bir özellikleri var... İlk zamanlar canım çok kola istiyordu böyle yazın yeni kola şişesini açıp tepeme dikip içesim geliyordu:))))) Yapmadım:) hatta tadını unuttum :))) canımda istemiyor artık ;)
3-Pilav,makarna,hamur işi istersem çok canım çekerse yiyorum:) Hatta yeyince rahatsız oluyorum ağır geliyor bana...Ama yeni tüp mideliler maşallah 1 aylıkken ne zaman börek yiyebilirimin hesabını yapıyorlar ağzım açık izliyorum...
4-Çikolata,yüksek kalorili tatlılar,alkol, ıcetea gibi gizli şekeri tavan seviyesindeki içecekler yasak :) Özel günlerde çok canım tatlı isterse dozunu aşmadan yiyorum. Ben ya ben çikolatadan vazgeçtiysem herkes geçer:))) Ha yemiyor muyum tabi ki yiyorum:) Ama ben bunu 45 kg verdiksen sonra yapıyorum ameliyattan 3 gün sonra değil...
5-Ben kendimi ciddi manada kilo vermek konusunda iradesiz bir insan olarak bilirdim :) 3. gün hevesim kaçar yapamıyorum deyip sinirden daha çok yerdim :) Ben meğer iradesiz bir insan değilmişim :) Bilinçsiz bir insanmışım :) Bu ameliyat mucize değil arkadaşlar benimle aynı zamanda ameliyat olup şu gün eski kilosuna dönmüş insanlar tanıyorum ya da eski doktorunu suçlayıp benim operasyonum iyi olmadı ben iyi kilo veremedim diye revizyon ameliyatı olanlar var... Allah korusun kimseyi Allah bu yüklerle sınamasın... Emin olun çok zor 'tutsaydın boğazını' yargılarınızı lütfen kendinize saklayın!
6-En kötü yanları vücut sarkmaları ve saç dökülmeleri.... Çok şükür ikisi de başıma gelmedi... Ciddi kilolar verdikten sonra estetik olan arkadaşlarım var Allah bu konuda da yüzüme baktı diyebilirim:) Özellikle iç bacak,göğüs ve kol altları konusunda bu sarkmalara maruz kalabilirsiniz. Spor en iyi kurtarıcıdır fakat belli bir kilonun üzerindeki arkadaşlarımı ne yazık ki spor da kurtaramıyor... Ben protein seviyemi hep belli bir seviyede tuttum,vitamin kullandım bir dönem bunlar çok iyi geldi bana bir maşallah alırım ;)) Saç dökülmesine gelince onun içinde ayrıca şükrediyorum saçlarının önleri ciddi açılan kellik problemi yaşayan çok bayan arkadaşlar gördüm obezite gruplarında... Benimde ilk ve çok hızlı kilo verdiğim dönem saçlarım hızla dökülmeye başladı avuç avuç saç gidiyordu benden ağlayasım geliyordu ama çok şükür bu durum uzun sürmedi hemen toparlandı eskisinden daha sağlıklı diyebilirim... Özel bir üründe kullanmıyorum... Normal şampuan saç kremi bazen belli markaların yağları bakım şeysi olsun diye:)))
Daha o kadar çok ayrıntı var ki anlatamam:) İlk yıl şımarıklık yılı olarak görüyorum ve asla şımarmıyorum:) Evet insanların gösterdikleri tepkiler çok hoş:) Evet beni tanımamaları beni inanılmaz mutlu ediyor, Evet Gökay'ın oğlum olduğu konusuna insanları inandıramıyorum :))) Tüm bunlara rağmen şımarmıyorum... Bu konu ile ilgili arkadaşlarımla paylaşmak üzere videolar çekmek istiyorum fakat bunun için henüz erken olduğunu düşünüyorum bana göre bu kilomu korumaya devam ettirmeli bunu hayat alışkanlığı haline getirmeliyim... Asıl başarı budur benim gözümde... bu yüzden şimdiden ahkam kesmeyip 2. yılımın şerefine video ile taçlandıracağım:))) Bu arada hamileliğimi bir Ebru Şallı havasında geçirmek zorundayım :))) Aşırı sağlıklı beslenip sürekli spor yapmak zorundayım:)) Huuuh huuuuh huuuuuh evveeeeet güzzeeeelllll:) Sıkın bayanlar karınınızı sıkın:)))))
kalp kalp kalp muck muck mcuk
12 Şubat 2016 Cuma
TARİHTE HER GÜNÜM SEN:)
Her sabah facebooktaki tarihte bugün'ü takip ederim bugün anlatılır gibi değil iliklerine kadar yaşanmış gibi :)
12 ŞUBAT 2012
Bir gün bana '-Anne ÇOCUK KALBİ özel isim midir?' Diye sormuştun:))Eğer senin kadar güzel bir çocuğun kalbiyse özeldir annecim... Ömrüm seni çok seviyorum iyi ki doğdun...
12 ŞUBAT 2013
Canım oğlum, ben bu satırları yazarken sen her zamanki gibi kalbimin taa içinde olacaksın... İlk yürüdüğün zamanı hatırlıyorum, ilk anne dediğini, emekleyerek çekmeceleri açıp alt üst ettiğini, çamaşır mandallarıyla oynayıp mandala parmağını sıkıştırıp anne aciyuuuuu diye yanıma geldiğini, un kovasını başına geçirdiğini, tv kumandasını balkondan fırlatıp attiiii dediğini,dondurmaya dommaya dediğini ve dün sabah evden çıkarken 'anne ben hayatta en çok seni seviyorum' dediğini... Zaman çok çabuk geçiyor annecim, hayatımızdaki herşey ömrümüz gibi yavaş yavaş tükeniyor... Bende tükenmeyecek tek şey varsa o da sana olan sevgimdir... Umudum ol, geleceğim ol,ışığım ol, sevincim ol,gururum ol ama en çokta mutlu ol annecim... İyiki doğdun... Sadece Senin Annen...
12 ŞUBAT 2014
Canım oğlum, bir yaş daha büyüdün:) boyumu geçmene ramak kaldı:) boyun büyürken kalbin ve vicdanında büyüsün annecim onlar senin hayat yolunda en güzel pusulan olsun... yeni yaşına sol kolundaki kırıkla girdin benim kaleci oğlum:) sol kolun iyileşir yeterki sol yanın kırık kalmasın benim gül yüzlüm. .. Sen benim gökyüzümsün annecim, beni yükseklere taşıyan kanatlarımsın, en umutsuz anımın umudusun, en mutsuz günümün mutluluğusun , en vazgeçtigim anda ayakta tutansın... Hep mutlu ol bitanem hep yanımda ol hep pamuk ellerinle yanaklarımı sev... iyiki doğmuşsun iyiki benim oğlum olmuşsun... seni seviyorum. .. Sadece senin annen...
OĞLUM'A...
Benim kalbi yaşından büyük oğlum:) Seni erkenden büyütmek zorunda olduğum için, her seferinde 'koca adamsın artık' deyip kendi yaşını yaşamana izin vermediğim için, sırtına boyundan büyük yükler yüklediğim için ve kendi çocukluğum kadar mutlu bir çocukluk veremediğim için senden Özür dilerim... Büyüyünce anneni daha iyi anlayacaksın demiyorum :) çünkü sen minicikken bile sesimin tonundan yüzümün şeklinden hüznümü anlar 'anne nooldu kim üzdü seni derdin:) Oturup sana senin için yaptığım fedakarlıkları anlatmayacağım hepsi benim görevimdi! Anneydim ben ve sen benim bir parçamdın... Bu kötü ve yalanlar ile dolu dünyada bir tek senin sevginden şüphe etmedim... Sen her boşluğa düştüğümde kanatlarım oldun annemm... Her yere düşüp dizlerim ellerim parçalandığında ilk yaramı öpen oldun... Bazen ben seni büyüttüm çoğu zaman sen beni... Bazen eksik hissettim kendimi çok zordu hem anne hem baba olmak... Yaşım yaşadıklarımdan küçüktü.... Hayallerimiz minicik bir ranzanın tavanına asılıydı... Hergün geçicek herşey güzel olacak çok mutlu olacağız derdim zerre umudum olmadan...
Bir komşumuz bir gün beni öyle Üzgün ve umutsuz gördü ki sen bilir misin bir Hadis-i Şerif vardır 'UMUDUNU KAYBEDEN MÜSLÜMAN DEĞİLDİR' der... Bizim güzel dinimiz umutsuzluk dini değil Allah varsa hep umut var dedi bana:) O hadis yıllardır kulağimda küpe boynumda altın bir kolyedir... Çok şükür ki bu günümüze Rabbim bize kutu gibi bir ev nasip etti:) Çok şükür ki bugünümüze biz evimizde çok mutlu ve huzurluyuz:) Ve çok şükür ki Rabbime 14 yıl önce bugün seni bana nasip etmiş:) İyi ki doğdun oğlum can yoldaşım:) ev arkadaşım:) koca adamım:) küçük bebeğim :) Rabbim mutlu bir ömür nasip etsin sana:) Hep gururum ol umudum ol nefesim ol yanımda ol.... Rabbim sana güzel kaderler yazsın kendi ayakları üstüne durabilen kalbinde Allah korkusu taşıyan vicdanlı merhametli hayırlı bir evlat ol inşallah...
Seni canından çok seven Annen....
Bir komşumuz bir gün beni öyle Üzgün ve umutsuz gördü ki sen bilir misin bir Hadis-i Şerif vardır 'UMUDUNU KAYBEDEN MÜSLÜMAN DEĞİLDİR' der... Bizim güzel dinimiz umutsuzluk dini değil Allah varsa hep umut var dedi bana:) O hadis yıllardır kulağimda küpe boynumda altın bir kolyedir... Çok şükür ki bu günümüze Rabbim bize kutu gibi bir ev nasip etti:) Çok şükür ki bugünümüze biz evimizde çok mutlu ve huzurluyuz:) Ve çok şükür ki Rabbime 14 yıl önce bugün seni bana nasip etmiş:) İyi ki doğdun oğlum can yoldaşım:) ev arkadaşım:) koca adamım:) küçük bebeğim :) Rabbim mutlu bir ömür nasip etsin sana:) Hep gururum ol umudum ol nefesim ol yanımda ol.... Rabbim sana güzel kaderler yazsın kendi ayakları üstüne durabilen kalbinde Allah korkusu taşıyan vicdanlı merhametli hayırlı bir evlat ol inşallah...
Seni canından çok seven Annen....
10 Şubat 2016 Çarşamba
GELECEĞİNIZE ÇÖP ATMAYIN :)
Merhabalar sevgili hayranlarım tüm takipçilerim benim yazmamı 4 gözle bekleyen geceleri uyuyamayan insanlar:))))))) Ahahahah ayyy korkmayın benim sadece ETKİLEYİCİ bir giriş yapmak istedim :p
Yazımın başlığını bir reklam sloganında gördüm ve ne kadar derin bir söz olduğunu düşündüm... aslında bu bir cevre koruma reklamına ait bir slogan ama hayatımızda o kadar çok çöp var ki yazmadan edemedim:)))
Ben vaktiyle ne kadar talihsiz olduğumu düşünerek ağıtlar yakarken ki bunda annemin katkısı büyüktür:))))))) Köyden arayan teyzemlere bile burnunu çeke çeke 'ahh ahhh daha 24 yaşındaydı' diye ağlarken ertesi gün öğlen namazına müteakip cenaze namazım kılınacak sanardım:))))) Şimdi olsa eminim yapmazdı:) oda tecrübesizdi bizde gelinlikle girilen eve kefenle çıkılırdı ezber bozmuştum ve herkes çok şaşkındı:)) Ve en kötüsü de hayatım bir çöp bidonu gibiydi:))) 17 yaşında evlenmiş 18 de anne olmuş 24 de boşanmış ve 44 senelik dert biriktirmiştim hayatımda:))) 5 yaşında bir çocuk ve bir dünya borç ile dönmüştüm baba evine:)) Bu yüzden anneliğimi kimseye sorgulatmam ben:) Bu yüzden annelik konusunda kimsenin akıl vermek haddi değil benim hayatımda:))) Oturup dramatize romanlar gibi göz yaşlarıyla geçmişimi yazacak değilim :) Geçmiş geçmiştir:)) Biz geleceğimize bakalım :)
Ben geçmiş çöpler konusunda gerçekten kendimden beklemediğim bir performansla dezenfekte ettim hayatımı:) Gerçekten gereksiz yere aptal saplantılarla,gereksiz çaresizlik sendromlarıyla, aşırı iyi niyet enayiliği, fedakar sevgili fedakarlıklarıyla hayatımın oldukça büyük bir bölümünü bok etmişim:)))Ahh şimdiki aklım olsa asla yapmazdım demiyorum :))) İYİ Kİ YAPMIŞIM:))))) Geçmişimdeki her çöp geleceğimin tertemiz aynasıdır :) Kimse beni üzemez mesela BEN İZİN VERMEDİKÇE:) Kimse beni kıramaz BEN GÜÇLÜ DURMADIKÇA:)) Ayyy oturup sizlere siktiri boktan "kişisel gelişim" cümleleri kuracak değilim :) Sadece uyanık olun kadınlar:) Haplanmış gibi ilişki yaşamayın erkeklerle:)) Mutlu olmadığınız her ortamdan uzaklaşın mutluluk oyunları oynamayın:) 7 yıl oynadım bu oyunu Polyanna bile tahammül edemezdi bendeki iyi niyete:))) Emin olun hayat karşısında zaman kaybediyorsunuz:)) Boşuna bekliyorsunuz:) Kopan bir ip asla ve asla eskisi gibi olmaz:)) Bana bir şey olmaz demeyin o sımsıkı attığınız düğüm bir gün kıçınıza girebilir:)))) Canınızı kimsenin yakmasına izin vermeyin:) Ben sadece şiddetten bahsetmiyorum duygusal şiddet bir tokattan daha hızlı inebilir suratınıza... Çalışın kimseye muhtaç olmayın, yırtının bir bok bilmiyorsanız merdiven silin! Kendinizi geliştirin mutlaka bir meziyet ekleyin hayatınıza! Amaaan ne işime yaracak demeyin Allah'ın size nasıl bir kader yazdığını asla bilemezsiniz:)))
Bugün aman ne işime yarayacak dediginiz meziyetle belki yarın para kazanırsınız:) Geçmişinizdeki çöpleri geleceğinize atmayın! Sadece ders alın geçip gidin yanından:) Ha boş boş gitmeyin canınızı yakmışlarsa geçerken bir ağzına sıçıverin ki sizin enayi ya da mal olmadığınızı o minik beyinlerine ince ince kazısınlar:))) Ben geleceğime zerre çöp atmadım:) Geçmişimdeki çöpler yerli yerinde bilinç altımın ücra kullanılmayan köşelerinde:)
Emin olun bunlar geride kaldıkça daha mutlu umutlu olacaksınız:) Ben bu hayata küçücük bir catering firmasına 2 yıl tecrübem var deyip hayatımda çaresizlikten ilk defa yalan söyleyerek başladım:) Bilmediğim ama ticaret lisesi temelim olduğu için yabancı olmadığım bir işi bir önceki kız ne yapmış diyerek kendim çözdüm:))) Orası yetmedi zamanla bir tık üstü:) O basamağıda çıktım 2 tık üstü diye diye tırnaklarımı kanatarak kimseye yaslanmayarak geldim ben bugünüme... Ha çok mu büyük bir bok oldum?:) Asla!! Bir bok olduğunuzu düşündüğunüz gün gerçek manada sadece bir BOK olarak kalırsınız:))) Benim başarım bana göre büyük size göre değil :) Ben bir hiçken 'bir şey' olma savaşındayım :) ve o istediğim sağlam 'şeye':)) doğru gidiyorum:))) istediğim yere gelince o şeye birlikte isim veririz:)))))
Yazıma son verirken ahhh hayranlarım beni takiplemeyi unutmayın beni okumadan uykularınız gelmesin inşallah diyor tüm takipçilerime kızkardeşim kuzenlerim olmak üzere iyi geceler diliyorum ahahahahahsh:)))
Kalp kalp kalp muck muck muck:))))
Yazımın başlığını bir reklam sloganında gördüm ve ne kadar derin bir söz olduğunu düşündüm... aslında bu bir cevre koruma reklamına ait bir slogan ama hayatımızda o kadar çok çöp var ki yazmadan edemedim:)))
Ben vaktiyle ne kadar talihsiz olduğumu düşünerek ağıtlar yakarken ki bunda annemin katkısı büyüktür:))))))) Köyden arayan teyzemlere bile burnunu çeke çeke 'ahh ahhh daha 24 yaşındaydı' diye ağlarken ertesi gün öğlen namazına müteakip cenaze namazım kılınacak sanardım:))))) Şimdi olsa eminim yapmazdı:) oda tecrübesizdi bizde gelinlikle girilen eve kefenle çıkılırdı ezber bozmuştum ve herkes çok şaşkındı:)) Ve en kötüsü de hayatım bir çöp bidonu gibiydi:))) 17 yaşında evlenmiş 18 de anne olmuş 24 de boşanmış ve 44 senelik dert biriktirmiştim hayatımda:))) 5 yaşında bir çocuk ve bir dünya borç ile dönmüştüm baba evine:)) Bu yüzden anneliğimi kimseye sorgulatmam ben:) Bu yüzden annelik konusunda kimsenin akıl vermek haddi değil benim hayatımda:))) Oturup dramatize romanlar gibi göz yaşlarıyla geçmişimi yazacak değilim :) Geçmiş geçmiştir:)) Biz geleceğimize bakalım :)
Ben geçmiş çöpler konusunda gerçekten kendimden beklemediğim bir performansla dezenfekte ettim hayatımı:) Gerçekten gereksiz yere aptal saplantılarla,gereksiz çaresizlik sendromlarıyla, aşırı iyi niyet enayiliği, fedakar sevgili fedakarlıklarıyla hayatımın oldukça büyük bir bölümünü bok etmişim:)))Ahh şimdiki aklım olsa asla yapmazdım demiyorum :))) İYİ Kİ YAPMIŞIM:))))) Geçmişimdeki her çöp geleceğimin tertemiz aynasıdır :) Kimse beni üzemez mesela BEN İZİN VERMEDİKÇE:) Kimse beni kıramaz BEN GÜÇLÜ DURMADIKÇA:)) Ayyy oturup sizlere siktiri boktan "kişisel gelişim" cümleleri kuracak değilim :) Sadece uyanık olun kadınlar:) Haplanmış gibi ilişki yaşamayın erkeklerle:)) Mutlu olmadığınız her ortamdan uzaklaşın mutluluk oyunları oynamayın:) 7 yıl oynadım bu oyunu Polyanna bile tahammül edemezdi bendeki iyi niyete:))) Emin olun hayat karşısında zaman kaybediyorsunuz:)) Boşuna bekliyorsunuz:) Kopan bir ip asla ve asla eskisi gibi olmaz:)) Bana bir şey olmaz demeyin o sımsıkı attığınız düğüm bir gün kıçınıza girebilir:)))) Canınızı kimsenin yakmasına izin vermeyin:) Ben sadece şiddetten bahsetmiyorum duygusal şiddet bir tokattan daha hızlı inebilir suratınıza... Çalışın kimseye muhtaç olmayın, yırtının bir bok bilmiyorsanız merdiven silin! Kendinizi geliştirin mutlaka bir meziyet ekleyin hayatınıza! Amaaan ne işime yaracak demeyin Allah'ın size nasıl bir kader yazdığını asla bilemezsiniz:)))
Bugün aman ne işime yarayacak dediginiz meziyetle belki yarın para kazanırsınız:) Geçmişinizdeki çöpleri geleceğinize atmayın! Sadece ders alın geçip gidin yanından:) Ha boş boş gitmeyin canınızı yakmışlarsa geçerken bir ağzına sıçıverin ki sizin enayi ya da mal olmadığınızı o minik beyinlerine ince ince kazısınlar:))) Ben geleceğime zerre çöp atmadım:) Geçmişimdeki çöpler yerli yerinde bilinç altımın ücra kullanılmayan köşelerinde:)
Emin olun bunlar geride kaldıkça daha mutlu umutlu olacaksınız:) Ben bu hayata küçücük bir catering firmasına 2 yıl tecrübem var deyip hayatımda çaresizlikten ilk defa yalan söyleyerek başladım:) Bilmediğim ama ticaret lisesi temelim olduğu için yabancı olmadığım bir işi bir önceki kız ne yapmış diyerek kendim çözdüm:))) Orası yetmedi zamanla bir tık üstü:) O basamağıda çıktım 2 tık üstü diye diye tırnaklarımı kanatarak kimseye yaslanmayarak geldim ben bugünüme... Ha çok mu büyük bir bok oldum?:) Asla!! Bir bok olduğunuzu düşündüğunüz gün gerçek manada sadece bir BOK olarak kalırsınız:))) Benim başarım bana göre büyük size göre değil :) Ben bir hiçken 'bir şey' olma savaşındayım :) ve o istediğim sağlam 'şeye':)) doğru gidiyorum:))) istediğim yere gelince o şeye birlikte isim veririz:)))))
Yazıma son verirken ahhh hayranlarım beni takiplemeyi unutmayın beni okumadan uykularınız gelmesin inşallah diyor tüm takipçilerime kızkardeşim kuzenlerim olmak üzere iyi geceler diliyorum ahahahahahsh:)))
Kalp kalp kalp muck muck muck:))))
7 Şubat 2016 Pazar
DEĞİŞİME CESARETİ OLMAYANIN OLDUĞU YER ESARETİ OLUR!
Şu sıra hayatımdaki köklü değişikliklerden ve insanları ters köşeye yatıran kararlarımdan başım döndü:) İnsanlara kararlarımı ilk açıkladığım zaman aldığım tepkiler inanılır gibi değil :))) Sen kafayı mı yedin? Rahat battı galiba? Aklını mı kaçırdın o bölümde çalışmak çok zor asla tutunamazsın:) Evet benim verdiğim karar zor bir karardı çünkü Reklamcılık öyle bir bölüm ki bildiğin kurtlar sofrası! Tecrübeli ve kaşarlanmış reklamcılar seni pirana balığı gibi parçalamak için tetikte beklerler. Alamadığın döndüremediğin her ilan seni biraz daha aşağı çeker. İlk hatanda BAŞARISIZ yaftasî sana yapıştirılır ve müdür seni ve yedi ceddinin kulaklarını çınlatacak kadar oldukça tatmin edici bir mail atacaktır:))) işi öğrenene kadar herkes yüzünde güzel bir gülümseme ile seni kullanmak için etrafında dönecektir:) Her bağladığın firmaya itiraz edip 'Aaaa tatlım o firma ile bilmem kaç yılında ben çalıştım benim o firma' deyip yerine geçip senin emeğinin üstüne imzasını atmak için itiraz maili döşer:)))
Bana bu bölümünde çalışmak istediğim için deli gözüyle bakanların kaçırdıkları minicik bir ayrıntı var:) Ben bu bölümdeki herkesin CİĞERİNİ BİLİYORUM :))) Para ile saadet olmaz derler siz bu piranaların aldıkları primleri görseydiniz saadetten dudağınız uçuklardı tatlım:))) Ayrıca o firma benim numaralarını yemem şekerim ben bu işin çekirdeğinden geliyorum bir girerim muhasebe sistemine secereni dökerim senin bir bakmişsın Aaaa ben o firma ile çaĺışmamışım yanlış hatırlamışım dersin:))) İçimde inanılmaz bir enerji ve hırs var... Bu cahil cesareti değil :) Bu iyi planlanmış doğru zamanı beklenmiş bir satranç hamlesi:) Derdim para değil dersem yalan söylerim:))) ilk aşamada tabi ki para ama sonrası başarı, sonrası hayatında yerinde saymamak, sonrası basamakları emin adımlarla çıkıp muz kabuklarına basmamak:) Muz kabuğuna da basabilirim birden o merdivenlerden tepe üstü zemin kata da çakılabilirim ama ben yeniden kalkarım!!! hemde kimseyi kullanmadan kimseye tutunmadan ayağa kalkar saçımı düzeltir rujumu tazeler bir silkelenirim:) sonra dizlerimdeki kanayan yaraların icabına bakarım;))) Çünkü öldürmeyen acı güçlendirir:))) Ben bu dünyada bir kaç kez ölüp dirilmiş bir insan olarak emin olun bir kaç sıyrık benim koşmamı engellemeyecektir:)))
Demem o ki ömrünün yarısına gelmiş bir halt olamamış korkudan büyük mal varlığı olmayan aman olduğum yerde tutunayım bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen insanlara inat hırsla başarıyla kimseye tutunmadan:) hatta çıktığım merdivdnlerin bile trabzanlarını tutmadan çıkıyorum merdivenleri:)
Benim güzel kadınlarım cesaretli olun adım atarken korkmayın size freni patlamiş kamyon gibi her bokun içine dalın demiyorum sadece hayatınıza kuş bakışi bakmayı öğrenin her olayin göbeğinde çırpınmak yerine yukarıdan başka bir gözle hayatınızı gözlemleyin 100 kişinin yapamazsın dediği şeyi samimiyetinden emin olduğun 3 arkadaşın sen yaparsın sana inanıyorum derse hic durmayın adım atmak için! Eğer ben 'sen bunu yapamazsın'lara kulak asmış olsaydım sırtında 45 kg luk bir insan taşıyan kendine bile mecali kalmamış bir harabe kadın olarak ömrüme devam edecek ve mutluluğu hep yanlış yerlerde arayacaktım:) Cesaret için arkanızda düştüğünüzde sizi tutan birilerinin varlığına ihtiyaç duymayın! Ben duymadım!Çünkü benim tek sahibim Allah!...
Kalp kalp kalp muck muck muck ;)
5 Şubat 2016 Cuma
NEDEN Mİ YAZIYORUM?
Çünkü bu kendimi en iyi ifade ediş şeklim ... Yaptığım en iyi şeylerden biri bence yazmak... Asla takip edilme, yok bilmem kaç kişiye ulaşmak gibi düşüncelerim yok bir kardeşim birde bir kaç kuzenim bilir blogum olduğunu... benim derdim kendimle:) kendimle zorum var:) yıllardır yazarım çantamdaki minnak defterlerime şiirden bozma, hüzünden kafiyeli, kahkaha redifli çizip dururum işte... Ha bu olay yeni değildir benim orta okul zamanlarıma dayanır:) o zamanlar da o kadar okumayı seviyordum ki içimden dökülüyordu kelimeler... Ama bir arkadaşım vardı adı Sedat:) İnanılmaz zeki ve bir o kadar sempatik bir çocuktu :) Yaşından büyük kompozisyonlar yazardı her okuduğunda ona hayran olurdum, ben bunu nasıl düşünemedim diye hayıflanır daha çok okumaya başlardım ve daha çok denemeler yazmaya... Üzülür yazardım, aşık olur yazardım, kahrolur yazardım:) En çok mektup yazmayı severdim mesela:) Bayılırdım mektup yazmaya:) Şu ahir ömrümde hiç aşk mektubu yazmadım:) Ha rahmetli kocama(ki kendisi benim için ölü reelde taş gibidir:)) bir kaç mektup yazmışlığım vardır:) Kendisi insanoğlunun 100 sene gerisinden yontma taş devrinden geldiği için yazdığım çoğu cümleyi anlayamaz 3 saat kriz geçirerek bir de üstüne açıklama yapardım :))) O gün vazgeçtim aşk mektuplarından :))) Konuşur gibi yazarım ben:) hiç kasmam hiç nokta koymam bazen :)) Nefes alışlarım virgül olur benim:) Kim ne düşünecek diye düşünmem çünkü hiç kimsenin yargıları umurumda değil :)) Bu konuda çok yüreklendiren insanlar var beni :) En sevdiğim arkadaşlarım kardeşlerim,kuzenlerin vs vs :) Şimdi bile kardeşlerimin yazmaları gereken bir şey olsa ya da oğlumun bi kompozisyonu anneeeeeee lütfeeeennnn:))) En komiği de arkadaşlarımın bana aşk mesajları yazdırmaları :)))) Sevda ayy çocuk böyle böyle yazmış ne yazıcaaaammm:))) Kurban olduğum ben yazamam o zaman sen olmazsın ki ben olurum o benim yazdığımdan etkilenmiş olur senin değil :))) Yok Yok yaz sen bişey olmaz :))))) Ha hoşuma gitmiyor mu ne yalan söyleyeyim gidiyor:))))))
Yazmak güzeldir ama yeni yetme blog yazarlarının kendilerini yazar gibi görmelerine çok gülüyorum:) Yazmak ile yazar olmak aynı şey değil arkadaş sizin haddiniz değil :) Çünkü siz yazar değilsiniz :) Ki köşelerini, bloglarını hatta kitaplarını takip ettiğim insanlar bile 'YAZAR' sıfatıı kabul etmiyorken pardon tatlım siz kim oluyorsunuz:))) Bir gün kitap yazacağım :)) Ve ben o gün bile yazar olamayacağım :)))
Kalp Kalp Kalp muck mcuk muck ;)))
3 Şubat 2016 Çarşamba
HOŞÇAKALIN MÜSTESNA KALBİMİN MİNNOŞ İNSANLARI :)
- Hoşçakalın benim güzel Dünya'mın güzel insanları:) Sana da hoşçakal sigaraya iniyorum adı altında günde 8 kere 15 dk mola veren sevgili şefim:)
- Sana da hoşçakal 'Her sabah bu kadar gülecek mutlu olacak ne buluyorsun' diye beni azarlayan canım iş arkadaşım, arkadaşım değil çocuğum:) Her derdimin ortağı, bakışımdan ne demek istediğimi anlayan, kesseler sırrımı kimseye vermeyen, her sorunda kendini önüme siper eden can dostum Gülümm :)
- Sana da hoşçakal 10 küsür yıldır hiç bir işe yaramadan ortalıkta kırmızı pantolonu ile dolaşıp saçlarını at kuyruğu yapmaktan başka meziyeti olmayan pazarlama şefi M... :)
- Sana da hoşçakal yıllardır benim Mali müşavirlik belgem var deyip yatarak göbek büyütüp akşama kadar futbol oyunları oynayan Muhasebe sorumlusu:)
- Sana da hoşçakal bize müdür değil ağabey, baba olan insan ne derdimiz olsa hemen koşan, hadi gel seninle bir çay içelim deyip dertlerimizi dinleyen,işlerden bunaldığımızda hemen elemanları seferber eden canım Muhasebe müdürüm :)
- Sana da hoşçakal her sorunlu her boklu işte ' T....rrr abiiiii lütfeeen' diye yanına gittiğim ne sorunum olsa çözen,her zaman bizi güldürecek bir şeyler bulan canım müdür yardımcım :)))
- Sana da hoşçakal bizim hem ağabeyimiz hem babamız:) Temiz kalpli, bir ev alıp bize ev parası kadar baklava ısmarlayan bol gönüllü insan :))) Her cuma saati kızlar bugün kimin adını vereyim hocaya kısmeti açılsın diye bizimle uğraşan seven sayan kollayan canım K... abimmm:)
- Benim tanıdığım en güzel kalpli,en parlak kafalı, en büyük yürekli kel insan:))) Eşinin her yıl dönümünde her doğum gününde yanıma gelip 'kız sen süpriz insanısın şu kel kafam böyle şeylere ermiyor hadi bize hafta sonu için süpriz fikirleri ver' diye bana kafa patlattıran sonra 'Sayın buldum sen bu işi biliyosun yaa' diye teşekkür eden Sekocum :)))
- Her işin ayrıntısını takip eden, her ayrıntıya takılan, ayrıntılarda boğulan arada gelip evlilik üzerine konferanslar veren canım arkadaşım Ö.... :)))
- Agresif Trakya kızı:) Süpergirl :) Taze Mali müşavir, sağlam karakter kelimesinin karşılığı, maviş gözlüm :) H....mmm:))
- A.... bölümüne yuva kurmuş akşama kadar kahkaha atmaktan başka hiç bir işe yaramayan, hayatımda gördüğüm en large en hafif kadınlar:) Eminim eşleriniz sizin bu hallerinizi görse sizinle gurur duyardı:)
- Benim yol arkadaşım,servis arkadaşım,akıl hocam, dertlerimin tek sığınağı bana hep erkek gözüyle dünyaya bakmayı öğreten dost :) Ne zaman hayatıma biri girmek istese hep danıştığım dinleyip dinleyip ' yok kızım ondan bir cacık olmaz uzak dur' ya da 'Bir ona bak bir kendine sen ona fazlasın kızım üç gömlek büyük gelirsin kızım ezik misin sen?' diye beni azarlayan:) Yıllardır nasihat eden:) Her üzgün ya da sinirli olduğumda masama gelip fıstıklı çikolata ile moralimi yükselten:) Reklam bölümüne geçişte arkamda duran korkma yaparsın sen arkanda koskoca b.... k..... var kızım diye gazlayan canım dostum:)
Kalp Kalp Kalp muck muck muck ;)))
1 Şubat 2016 Pazartesi
SABIR,DUA,TEVEKKÜL...
Kafam öyle dolu ki markete gidip evde olan herşeyden birer tane daha alıyorum bazen :))) Şubat ayı seni atlatırsam var ya milat olacak milat:)))) tam 5 doğum gününe(12 si oğlumun 18 i kardeşimin olmak üzere) ve sevgililer gününe gebesin:) hayatındaki her farklılığın anahtarı sende sanki:))
Plan yap plan yap yap yap..... Offf Allah diyorum bırakıyorum... Çünkü ben Allaha bıraktığım her işi olmuş bilirim...
Sabır , dua, tevekkül ile....
SİNEMA BENİM ESKİ SEVGİLİM ;)
Yıllardır en güzel sığınağımdır sinema:) Ne zaman canım sıkılsa,moralim bozulsa ya da illaki bir şey olmasına gerek yok kendi kendimle vakit geçirmek istesem, kendimi dinlemek istesem sinemaya giderim... Hatta 'insan tek başına sinemaya mı gidermiş yahu' diyenler çok fazla olur bana :))) Bu düşünce benim umrumda mı? bence değil :)))) Geçtiğimiz yıllarda henüz kendi evime taşınmadan önce annemin oturduğu semtte bir sinema açılmıştı :))) Allahım bu nasıl mutluluk dedim kendi kendime:))) Haftada en az 3 kez ben gecikeceğim deyip sinemaya kaçıyordum :))) Sonra anladım ki o sinemaya benden başka giden yok adamlar battı :)))))) Sinema kapandı :)
Yine de sık sık gitmeye devam ettim çoğunlukla oğlumla;) Çünkü o da annesi kadar sinema seviyor:)
E artık büyüdüğü için koca adam artık arkadaşları ile gidiyor :)
Son dönemlerde sürekli Türk filmlerine gittim, evet Amerikan sineması kendini ispat etmiş bir sektör ama ben her zaman için Türk filmlerine öncelik vermek gerektiğini düşünüyorum. Çoğu haftasonumuzu sinemada geçiriyorum.. Son dönemlerde izlediğimiz filmleri de gerçekten çok beğendim...
- Demet Akbağ - Nadide Hayat : Çağan Irmak filmlerinin kötü olması gibi bir durum söz konusu bile olamaz bana göre :))) 'Benden geçti artık', 'Bu yaştan sonra mı?' 'Amaaaan sende' cümlelerine hayatınızda çok yer veriyorsanız mutlaka bu filmi izlemelisiniz:) Bu film ununu elemiş fakat henüz eleğini duvara asmaya niyeti olmayanların filmi :))))
- Düğün Dernek2-Kocan Kadar Konuş 2: Herşeyin ilki daha güzel sanki iki filmde de çok sıkıldım diyemem güldüğüm sahneler oldu ama sanki 2.si yapmak için yapılmıştı zorlamaydı yani...
- Delibal- Bayıldım... Konusu da oyuncuları da gerçekten çok iyiydi, normalde Çağatay Ulusoy bana çok yapmacık gelir ne bileyim benim gözümde bir Burak Özçivit değil ama yeni imajı filmdeki deli deli halleri beni kendine hayran bıraktı ;)
- İftarlık Gazoz- Cem Yılmaz abi :) Var mı ötesi :) Ama sırf Cem Yılmaz için değil tüm oyuncular oldukça iyiydi hele bir küçük oyuncu vardı ki hayran kaldım Berat Efe Parlar... Yok böyle bir samimiyet yok böyle gerçekçi oyunculuk:) O her susuz kaldıkça oğlum geldi aklıma içim kurudu resmen :) Konusu itibariyle de hiç bir kesmi incitmeden derinden derinden anlatmıştı meselesini...
- Dedemin Fişi : Güldür Güldür kadrosunu çok sevdiğim için fena gelmedi gözüme ama bayılmadım ne yalan söyleyeyim:)
Sevda Buldum iftiharla sunar SEVDA SİNEMALARDA :)))) yeni filmlerle buluşmak üzere :)))
Aman beni takip etmeyi unutmayın hahahahahahaha:)
Kalp Kalp Kalp Muck Mcuk Mcuk
29 Ocak 2016 Cuma
AZ CESARET BOL SABIR ÇOK ÇALIŞMAK ...
Ben yıllardır çok sevdiğim bir şirkette , Dünya iyisi insanlarla , gündüzümü geceme katarak çalıştım durdum:) Ama hayat öyle bir serüven ki insan artık bazı şeyler ile yetinemiyor kendi üstüne bir şey daha bir şey daha katmak istiyor... İçimde öyle bir enerji var ki bu Dünya'ya sığamıyorum:))) Bazen köreldiğimi yeteneklerimi enerjimi yanlış şeylere harcadığımı hissediyordum kiiiii.... Bugün bir karar aldım:) Aslında uzun süredir düşündüğüm ve özellikle çevremdeki iş arkadaşlarımın 'yaaa neden yapmıyorsun'dediği bir şeydi bu:))) Ben artık muhasebeci değilim:))) Ben artık Reklamcıyım:)))) Reklam bölümünde kadro açığı olduğunu biliyordum:) Tabi önce kime gittim yol arkadaşım servis arkadaşım S.....'a:))
Pat odasına girdim 'S.... ben reklamcı olucam!' Baktı güldü senden daha iyi kimse yapamaz çabuk in M.... Hanımla konuş dedi:) Birlikte çalıştığım iş arkadaşım 'Sevda git diyorum sana bu inanılmaz bir fırsat maddi manevi seni merdiven çıkar gibi yukarı çıkarır' Durdum sakinleştim:) Bir derin nefes aldım:) Reklam müdürünün yanına gidip 'M.... hanım ben sizinle önemli bir şey konuşmak istiyorum ben sizin yanınızda çalışmak istiyorum' dedim:) Önce benim heyecanım karşısında kocaman bir kahkaha attı:))) Baaak ben çok cadıyım fenayım benimle iyi geçinebilecek misin? Seni döve döve çalıştırırım' dedi:)) Ben karar verdikten sonra 45 kg vermiş bir kadınım siz beni ilan alamam diye mi korkutuyorsunuz Allah aşkına' dedim ve daha büyük bir kahkaha koptu:))) Gel dedi seni çok severim bilirsin burada senin enerjine ihtiyaç var Müdürün ile konuş iş genel müdüre geldiğinde ben hallederim dedi:)))
Veee nitekim ben kararımı müdürüme açıkladım:) Bu durumdan şefim hiç hoşlanmadı:))) Tabi nereden bulacak benim kadar kendini paralayarak çalışanı:))))
Demem o ki ben bu yaptıklarımı bundan 2 ya da 3 yıl önce asla yapamazdım:) Ben değil o reklam müdürünün karşına geçip konuşmak mailini gördüğümde bile titrerdim :))) Cesaretim deli cesareti değil... Hamdım piştim yanmaya gidiyorum:) Mutfağını bildiğim bir işin yüzü de olacağım aynı zamanda... Korkmayın korkutun! Cesaretinizle, çalışma azminizle, disiplininizle korkutun!
Arkamda çok güzel insanlar, tertemiz dualar var... Allah utandırmasın inşallah....
Sevda Buldum
..... Gazetesi Enerjisi Yüksek Reklam Sorumlusu ;)
Mail imzamı bu şekilde düzenleyeceğim ahahahahahahahah:)))))))
Kalp Kalp Kalp muck Mcuk muck ;)
26 Ocak 2016 Salı
SOSYAL MEDYA KULLANMAKLA BOKUNU ÇIKARMAK ARASINDAKİ İNCE ÇİZGİ ;)))
Ben insanları gözlemlemeyi çok seviyorum ne yalan söyleyeyim :)
sokakta,serviste,yemekhanede,metroda, metrobüste gözlemlediğim gibi sosyal medyada da gözlemlerim twitter'da, facebook'ta çoğu zaman instagramda:))
İnsanların paylaşımları kendilerini hemen ele veriyor, artık hiç tanımadığın bir insan hakkında bile sosyal medya hesaplarına bakarak fikir sahibi olabiliyorsun :) Bir insanın sosyal medya da her şeyi kapalı resmi yoksa muhafazakar ya da fake hesap etiketi yapıştırılır :) Aşırı kendini döküp dağıtıyor her gün bu gece barda gönlüm hovarda fotoğrafları varsa 'aman kızım uzak dur' etiketi itinayla iliştirilir:) Kapak fotoğrafı anne babası ise anakuzudur aileye önem veriyordur. Bir adam ya da kadın her gün profil fotoğrafını değiştiriyorsa kesinlikle arayış içindedir ve dikkat çekmeye çalışıyordur :) Zaten kim ne konuda aşırı paylaşımda bulunuyorsa o konudan bir kazık yemiştir ve ya bir sakatlık söz konusudur:) Tüm taşkınlıklar tüm aşırılıklar samimiyetsizliğe gebedir arkadaş :) Bu yüzden bokunu çıkarmamak lazım :))) Sosyal medyayı tadında adam gibi kullanırsanız inanın tadından yenmez:) Eskiden bu konuda bokunu çıkarmış ve nirvanaya ulaşmış bir sosyal medya kullanıcısı olarak tavsiyem sakin olun :)))) O telefonu sakince bırakın elinizden ve profil fotoğrafınıza dokunmayın :)))) Sevdiğiniz arkadaşlarınızı bulun, sohbet edin, güzel günlerine şahitlik edin, mutlu olaylarınızı paylaşın :) Daha önemlisi kan anonsları ya da kayıplar hatta iş arayanlar... Sosyal medyanın faydalı yönleri bana göre bunlar... Özellikle Facebookta TARİHTE BUGÜN uygulaması var ki hayranım :)))) İnsanın geçmişini suratına suratına vuruyor:) Zamanında ne haltlar yemişsin nelere sinirlenmişsin kim için neler paylaşmışsın hepsi eteğindeki taşlar gibi dökülüyor :))) Bazen vayy be böyle biriyle mi arkadaştım ben diyorum:) Bazen vay be ne salakmışım diyorum :))) Bazende sevgiyle kucaklıyorum geçmiş günlerimi :)
Uzun lafın kısası :) Herşeyi tadında bokunu çıkarmadan yaşayın ;)
Kalp Kalp Kalp Muck Mcuk Mcuk
24 Ocak 2016 Pazar
HAYATIMDA HİÇ BİR ŞEYİN ESKİMEMESİNİ İSTİYORUM...
Servisteyiz... Karlı bir gün... Ben yine muziplik peşindeyim:) servis mikrofonundan komik anonslar yapıp komik şarkılar dinletiyorum telefonumdan:))) Arkadaşlarımın hepsi çook iyi çok candan insanlar:)) Hepsi ile hemen hemen aynı kattayız zaten :) Çok güldük eğlendik ben bile yorgun düştüm:) Sonra dönüp yan koltukta oturan arkadaşıma aniden 'Gelecekte hayatında ne olsun istiyorsun?' Dedim... Güldü dalga mı geçiyorsun ciddi mi soruyorsun dedi:) Yaaa hadi Serkan makara yapmıyorum ciddi ciddi soruyorum... Durdu ve bana dönüp HAYATIMDA HİÇ BİR ŞEYİN ESKİMEMESİNİ İSTİYORUM dedi... Bir an kala kaldım böyle derin bir cevap beklemiyordum çünkü... Serkan sana inanamıyorum ne derin ne güzel bir cümle bu... Gülümsedi sen bizi böyle makara yaparken görünce Karamürsel sepeti sandın galiba dedi:)))))
Sonra sustum saatlerce bu cümleyi düşündüm... Hayatımda nelerin eskimemesini istiyordum? Neyi yıllara feda etmek istemezdim?
Bir kere oğlum ile olan güzel anılarım hiç eskimemeliydi:) dostlarımla olan mutlu günlerim eskimemeliydi , ailemle geçirdiğim her güzel an her mutlu sofra ve kulağımda çınlayan kahkahalar eskimemeliydi:) Yüzümdeki gülüş,kalbimdeki heyecan,ruhumdaki deli dolu kız hiç eskimemeliydi:) Enn önemlisi ÇOCUKLUĞUM HİÇ ESKİMEMELİYDİ...
Çocukluğum:) Benim neşeli kalabalık ailemle geçirdiğim en mutlu en umarsız günlerim:) Öyle bir mutluluk ki 'Keşke çocukluğumu oğluma hediye edebilseydim' diye kalbimden dilediğim gamzelerimim en çukurlaştığı günler:)))
5 yaşımdaki halimi öyle net hatırlıyorum ki dün ne yedin desen cevap veremem mesela :) Kumkapı'da büyüdüm ben deniz kokulu semtte...Şimdi git gör tanıyamazsın her yeri değişmiş diyorlar zaten gitmekte istemiyorum... Hep aklımda kaldığı gibi güzel kalsın istiyorum bende:) Bir sürü komşumuz vardı mesela:) evimizin hiç bos kaldığını bilmem:)) Karşı apartmanımızin 5.katında Fatma abla vardı ve videosu vardı:))) Küçük Emrah'ın filmlerini kiralar annemlere komşulara haber verirdi:))) Annemler bildiğin ütülü mendilleriyle hazırlıklı gider 'ahhh yavrum vahh garibim' nidalarıyla ağlarlardı:)))) Öylesine kendilerinden geçerlerdi ki bir keresinde ben babanemin kucağinda otururken ayağıma sıcak çay döküldü ben çığlık atmadan görmediler:)))))) Bir aksamda annemler Dallas'ı izlerken evi su basmış evde 8 kişi yaşıyor ve kimsenin haberi yok:)))) Alt komşu kapıyı kırar gibi vurunca annemin ayağı cup diye suyun içine giriyor :)))))) işte öyle bir konsantrasyon:))) Evde 3 bekar amcam , babanem dedem annem babam hep birlikte yaşardık evimiz öylesine küçüktü ki oturma odasından mutfak eşiğine kadar yatak serilirdi:))) Aksam kapı çalar amcamlar dedemin ayakkabı atölyesinde çalıştıkları için işten hep birlikte dönerlerdi:))) önce amcam kucağına alır zıplatır sonra bir arkadakine sonra dedeme sonra babama derken:))) her aksam sevilmekten helak olurdum:)))) pazar günleri dedemle erkenden balık pazarına giderdik:) kocaman bir kasa balık alır mutlaka 1 tane canlı balığı yoğurt kovasına koyar gelene kadar yüzdürürdüm:))) Annem zorla elimden alır pis kokar evde beslenmez o diye beni içeri gönderip diğer balıkları yanına koyardı onuda:)) Her pazar Dedem mutlaka beni sahilde gezdirir mutlaka parka götürür ve uçan balon alırdı:))) Ben sabah kahvaltıdan önce koşarak sokağa çıkar 'anneeeeeee para dönme dolap gelmiş diye bağırırdım:))) Annem çıkar cama çık çabuk yukarı ne ayıp ne bağırıyorsun deyip terliğini gösterirdi:))) Sonraa dedem dayanamaz bozuk para atar, o da yetmez amcamlar:))) Her cumartesi bizim için kutsal gündü:) Çünkü büyük amcamın eşi canım annem gibi sevdiğim yengem öz ablamdan daha abla Sevgi ablam , Deniz ve Cem:))) Ben hiç kardeş özlemi çekmedim desem yeridir:))) Balkondan gözler köşeyi dondükleri an annemle koşarak aşaği iner ellerinden eşyaları ve küçük Cem'i alır yukarı çıkardık:)) Ben eltiler arasında husumet olabileceğini evlendikten sonra gördüm :))) Çünkü annem ve yengem kızkardeş gibiydiler:)))
5 yaşım biterken Kumkapı'dan ayrıldık... Artık kendi kanatlarımızla uçmalıydık:)))
Offf nerden nereye:))) Benim bu güzel anılarım ve anılarımdaki insanlar hiç eskimesin eksilmesin yeter...
Kalp kalp kalp muck muck muck;)
Sonra sustum saatlerce bu cümleyi düşündüm... Hayatımda nelerin eskimemesini istiyordum? Neyi yıllara feda etmek istemezdim?
Bir kere oğlum ile olan güzel anılarım hiç eskimemeliydi:) dostlarımla olan mutlu günlerim eskimemeliydi , ailemle geçirdiğim her güzel an her mutlu sofra ve kulağımda çınlayan kahkahalar eskimemeliydi:) Yüzümdeki gülüş,kalbimdeki heyecan,ruhumdaki deli dolu kız hiç eskimemeliydi:) Enn önemlisi ÇOCUKLUĞUM HİÇ ESKİMEMELİYDİ...
Çocukluğum:) Benim neşeli kalabalık ailemle geçirdiğim en mutlu en umarsız günlerim:) Öyle bir mutluluk ki 'Keşke çocukluğumu oğluma hediye edebilseydim' diye kalbimden dilediğim gamzelerimim en çukurlaştığı günler:)))
5 yaşımdaki halimi öyle net hatırlıyorum ki dün ne yedin desen cevap veremem mesela :) Kumkapı'da büyüdüm ben deniz kokulu semtte...Şimdi git gör tanıyamazsın her yeri değişmiş diyorlar zaten gitmekte istemiyorum... Hep aklımda kaldığı gibi güzel kalsın istiyorum bende:) Bir sürü komşumuz vardı mesela:) evimizin hiç bos kaldığını bilmem:)) Karşı apartmanımızin 5.katında Fatma abla vardı ve videosu vardı:))) Küçük Emrah'ın filmlerini kiralar annemlere komşulara haber verirdi:))) Annemler bildiğin ütülü mendilleriyle hazırlıklı gider 'ahhh yavrum vahh garibim' nidalarıyla ağlarlardı:)))) Öylesine kendilerinden geçerlerdi ki bir keresinde ben babanemin kucağinda otururken ayağıma sıcak çay döküldü ben çığlık atmadan görmediler:)))))) Bir aksamda annemler Dallas'ı izlerken evi su basmış evde 8 kişi yaşıyor ve kimsenin haberi yok:)))) Alt komşu kapıyı kırar gibi vurunca annemin ayağı cup diye suyun içine giriyor :)))))) işte öyle bir konsantrasyon:))) Evde 3 bekar amcam , babanem dedem annem babam hep birlikte yaşardık evimiz öylesine küçüktü ki oturma odasından mutfak eşiğine kadar yatak serilirdi:))) Aksam kapı çalar amcamlar dedemin ayakkabı atölyesinde çalıştıkları için işten hep birlikte dönerlerdi:))) önce amcam kucağına alır zıplatır sonra bir arkadakine sonra dedeme sonra babama derken:))) her aksam sevilmekten helak olurdum:)))) pazar günleri dedemle erkenden balık pazarına giderdik:) kocaman bir kasa balık alır mutlaka 1 tane canlı balığı yoğurt kovasına koyar gelene kadar yüzdürürdüm:))) Annem zorla elimden alır pis kokar evde beslenmez o diye beni içeri gönderip diğer balıkları yanına koyardı onuda:)) Her pazar Dedem mutlaka beni sahilde gezdirir mutlaka parka götürür ve uçan balon alırdı:))) Ben sabah kahvaltıdan önce koşarak sokağa çıkar 'anneeeeeee para dönme dolap gelmiş diye bağırırdım:))) Annem çıkar cama çık çabuk yukarı ne ayıp ne bağırıyorsun deyip terliğini gösterirdi:))) Sonraa dedem dayanamaz bozuk para atar, o da yetmez amcamlar:))) Her cumartesi bizim için kutsal gündü:) Çünkü büyük amcamın eşi canım annem gibi sevdiğim yengem öz ablamdan daha abla Sevgi ablam , Deniz ve Cem:))) Ben hiç kardeş özlemi çekmedim desem yeridir:))) Balkondan gözler köşeyi dondükleri an annemle koşarak aşaği iner ellerinden eşyaları ve küçük Cem'i alır yukarı çıkardık:)) Ben eltiler arasında husumet olabileceğini evlendikten sonra gördüm :))) Çünkü annem ve yengem kızkardeş gibiydiler:)))
5 yaşım biterken Kumkapı'dan ayrıldık... Artık kendi kanatlarımızla uçmalıydık:)))
Offf nerden nereye:))) Benim bu güzel anılarım ve anılarımdaki insanlar hiç eskimesin eksilmesin yeter...
Kalp kalp kalp muck muck muck;)
23 Ocak 2016 Cumartesi
LAF SOKMA SANATI😂😂😂
Selam ey faniler:)
Bugün size her kadının dişlerini gıcırdatıp avuclarını ovuşturarak okuyacağı bir konudan bahsedeceğim:))) LAF SOKMA SANATI:) Bu öyle bir konu ki hepinizin mutlaka bu tarz olaylara maruz kaldığı ya da ister istemez böyle bir hengamenin ortasında kaldığı olmuştur:))) Ya bu öyle basit ama o kadar detaylı bir konu ki neresinden başlayayım nereye dokunayım inanın şaşırdım:)))
Kimisi sevgilisine kırılmıştır hemen can yücel şiirlerine sarılır:))) Kimi kaynanasına eltisine görümcesine uyuz oluyordur mevlana sözlerine sarılır:)))) Ama en çok ilgi çekeni ve benim en çok yaşadığım birlikte olduğum adamın eski karısı ya da boşadığim adamın yeni karısı ile laf düellosu:))))) Bu konuda doktor SEBASTİAN dır:)))))) Allahım iki kadın kendini yerden yere vurur, sen kimsinler, o bana aitler, aman yelloz yuva yıkıcı kadın seniler, benim gibi bir güzellik(!) :p varken sana mı bakacak benim sevgilimler:))))) Bu konu o kadar uzar ve seviyesizleşir ki adam gayet kıçını kaşıyıp yatar pozisyondayken iki kadın birbirini yemekten ruh hastası olur:)))) Hatta taraflardan birisi hıncını alamamış kuyruğuna basıldığı ile kalmışsa ona laf anlatmak artık imkansızdır:)))) O bundan sonraki her mutsuzluğunun,her acısının,her yetersizliğinin,her kaybettiğinin, her aptallığının acısını sizden çıkaracak sizi günah keçisi ilan edecektir:)))
Tabi bu olaylar olurken aradan yıllar geçecek eski çamlar bardak olacak, o köprünün altından ne sular akacaktır, yeni hayatlar kurulacak,belkide yeni aşklar yeşertilecektir....
Ama kadın hırsı öyle kör edicidir ki o bunların hiç birini görmeyecek aynı yerde sayıp duracaktır:) Hatta bir yandan karşı tarafın hayatı ıle ilgili araştırmalar yapacak ben bununla ilgili mutlaka kötü bir şey bulurum deyip dedektif gibi çalışırken bir taraftan da sanki hiç ilgilenmiyormuş gibi yepyeni bir hayatım var pozları verecektir:)))
Hayat kısa bayanlar:))) Sinirlerinizi bozup bol kaz ayakli gözlerinize yeni kaz ayakları, bol torbalı gözlerinize yeni torbalar eklemeyin lütfen :)) Millete dağıttığınız akılları azıcık kendi hayatınızda uygulayıp ben önceden ne hata yapıyordum şimdi ne yapıyorum diye düşünün;) Kendinizi acınası zavallı bir varlık olarak acıların çocuğu acıların kadını olmaktan vazgeçip küçük emrah kaşlarıyla ben yetim ben öksüz ben garibem türküleri çığırmaktan vazgeçin! Hayatta insan herşeyini kaybedebilir! Tüm sevdikleri ölebilir hemde yaşarken:) Etrafınıza bakın! Gözlemleyin! Dedektiflik yapmak yerine güzel şeyler araştırın... Sahip olduklarınıza şükredin... Eğer yazma yeteneğiniz yoksa nooolur anaokulu terk gibi yazilar yazmayın:))) Olduğunuz gibi olun olmak istediğiniz gibi değil :)
Laf sokmaktan vazgeçin:) Çünkü eskiden sinirimi bozan beni delirten şeyler artık yüzümde muzip bir gülümsemeden öteye gidemiyor:)))
SON OLARAK benim güzel kadınlarım nolur birbirinizi yemeyin hele bir erkek uğruna asla! Bu hayatta kimse kimseye silah zoruyla bir şey yaptıramaz unutmayın:) Aldatan kocalarınızin sevgililerinizin acısını yine o adamdan çıkarın! Kendinizi tüketmeyin yıpratmayın! Eğer karşınızdaki adam erkek gibi davranmıyor başka bir kadının ardına saklanıp onu suçluyorsa bilin ki suçun en büyüğü erkektedir! Offff şu erkekleri kurtarıcı gibi görmekten vazgeçin! Bir kadını ayağa kaldıracak yine kendisidir! Unutmayın Öldürmeyen acı güçlendirir!💪
Muckk muckk muckk kalp kalp kalp;)))
Bugün size her kadının dişlerini gıcırdatıp avuclarını ovuşturarak okuyacağı bir konudan bahsedeceğim:))) LAF SOKMA SANATI:) Bu öyle bir konu ki hepinizin mutlaka bu tarz olaylara maruz kaldığı ya da ister istemez böyle bir hengamenin ortasında kaldığı olmuştur:))) Ya bu öyle basit ama o kadar detaylı bir konu ki neresinden başlayayım nereye dokunayım inanın şaşırdım:)))
Kimisi sevgilisine kırılmıştır hemen can yücel şiirlerine sarılır:))) Kimi kaynanasına eltisine görümcesine uyuz oluyordur mevlana sözlerine sarılır:)))) Ama en çok ilgi çekeni ve benim en çok yaşadığım birlikte olduğum adamın eski karısı ya da boşadığim adamın yeni karısı ile laf düellosu:))))) Bu konuda doktor SEBASTİAN dır:)))))) Allahım iki kadın kendini yerden yere vurur, sen kimsinler, o bana aitler, aman yelloz yuva yıkıcı kadın seniler, benim gibi bir güzellik(!) :p varken sana mı bakacak benim sevgilimler:))))) Bu konu o kadar uzar ve seviyesizleşir ki adam gayet kıçını kaşıyıp yatar pozisyondayken iki kadın birbirini yemekten ruh hastası olur:)))) Hatta taraflardan birisi hıncını alamamış kuyruğuna basıldığı ile kalmışsa ona laf anlatmak artık imkansızdır:)))) O bundan sonraki her mutsuzluğunun,her acısının,her yetersizliğinin,her kaybettiğinin, her aptallığının acısını sizden çıkaracak sizi günah keçisi ilan edecektir:)))
Tabi bu olaylar olurken aradan yıllar geçecek eski çamlar bardak olacak, o köprünün altından ne sular akacaktır, yeni hayatlar kurulacak,belkide yeni aşklar yeşertilecektir....
Ama kadın hırsı öyle kör edicidir ki o bunların hiç birini görmeyecek aynı yerde sayıp duracaktır:) Hatta bir yandan karşı tarafın hayatı ıle ilgili araştırmalar yapacak ben bununla ilgili mutlaka kötü bir şey bulurum deyip dedektif gibi çalışırken bir taraftan da sanki hiç ilgilenmiyormuş gibi yepyeni bir hayatım var pozları verecektir:)))
Hayat kısa bayanlar:))) Sinirlerinizi bozup bol kaz ayakli gözlerinize yeni kaz ayakları, bol torbalı gözlerinize yeni torbalar eklemeyin lütfen :)) Millete dağıttığınız akılları azıcık kendi hayatınızda uygulayıp ben önceden ne hata yapıyordum şimdi ne yapıyorum diye düşünün;) Kendinizi acınası zavallı bir varlık olarak acıların çocuğu acıların kadını olmaktan vazgeçip küçük emrah kaşlarıyla ben yetim ben öksüz ben garibem türküleri çığırmaktan vazgeçin! Hayatta insan herşeyini kaybedebilir! Tüm sevdikleri ölebilir hemde yaşarken:) Etrafınıza bakın! Gözlemleyin! Dedektiflik yapmak yerine güzel şeyler araştırın... Sahip olduklarınıza şükredin... Eğer yazma yeteneğiniz yoksa nooolur anaokulu terk gibi yazilar yazmayın:))) Olduğunuz gibi olun olmak istediğiniz gibi değil :)
Laf sokmaktan vazgeçin:) Çünkü eskiden sinirimi bozan beni delirten şeyler artık yüzümde muzip bir gülümsemeden öteye gidemiyor:)))
SON OLARAK benim güzel kadınlarım nolur birbirinizi yemeyin hele bir erkek uğruna asla! Bu hayatta kimse kimseye silah zoruyla bir şey yaptıramaz unutmayın:) Aldatan kocalarınızin sevgililerinizin acısını yine o adamdan çıkarın! Kendinizi tüketmeyin yıpratmayın! Eğer karşınızdaki adam erkek gibi davranmıyor başka bir kadının ardına saklanıp onu suçluyorsa bilin ki suçun en büyüğü erkektedir! Offff şu erkekleri kurtarıcı gibi görmekten vazgeçin! Bir kadını ayağa kaldıracak yine kendisidir! Unutmayın Öldürmeyen acı güçlendirir!💪
Muckk muckk muckk kalp kalp kalp;)))
22 Ocak 2016 Cuma
HAYAT FANİ ÖLÜM ANİ
Zenginin de,fakirin de, yaşlının da gencin de, yalnızın da kalabalıklarında eşitleneceği tek şey ölüm... Ölüm karşısında ne bir eksiğiz ne bir fazla hepimiz aynı... Herkes eşit... Kimse VIP ile gitmeyecek öbür tarafa ya da kimse kazık çakamayacak bu yalan dünyaya...
Önemli olan ardında ne bıraktığındır... Önemli olan insanların ardından gönül rahatlığı ile hakkımı helal ediyorum demesidir... Önemli olan eşinin dostunun çoluk çocuğunun ardından benim eşim, benim babam, benim dostum böyle iyi bir adamdı diyebilmesidir. Mutafa Koç... Ne kadar üzüldüm... Ne erken bir ölümdü... Ne ani... Ne zamansız.... Paranın her şeyin çaresi olmadığının canlı kanıtı oldu... Hiç bir şey götüremedi yanında ama ardında kendini seven sayan bir sürü insan bıraktı...
Bu ölümden bile salyalarını akıta akıta iğrenç bir dille prim yapmak isteyen( köklü ve halsiyetli bir gazetede çalıştığım için GAZETE demeye bile hicap duyduğum) Akit Gazetesi sözde müslüman geçinen iğrenç yaratıklar oluşan salyalı sarıklı yobazlar kurumu! Ölünün ardından haber yapmayı kendilerine prensip edinmiş, canlı iken suratına söylemeye cesaret edememiş, saçma sapan haberlerin sahibi örümcek yuvası!
En azından Mustafa Koç temiz vicdanı ile ülkesine büyük katkılar sağlayarak, binlerce insanı istihdam edip evlerine ekmek götürmelerini sağlayarak, yetim hakkı yemeden bir sürü gence burs vermiş okumalarını sağlamıştır... Ölümü kutsal topraklarda viagra alarak olmamıştır. Kendi bataklık beyninizde boğulursunuz inşallah!!!!
20 Ocak 2016 Çarşamba
KENDİMDEN ÖZÜR DİLİYORUM
KENDİMDEN ÖZÜR DİLİYORUM
Yaşadığım süre boyunca hep merhametimin arkasından yürüdüm, beklentilerimi arkada bıraktım. Kimseden bir şey beklemedim, doğrusu bu sanıyordum çünkü. Yaşadıklarımı yaşayamadıklarımı içimde sakladım, sustum bastırdım olsun dedim insanlık bende kalsın.
Kendimden özür diliyorum.
Kendimden özür diliyorum.
BEN EN İYİSİNİ YAŞATAYIM Kİ
İstemeye yüzüm olsun dedim. Verdim, hep verdim karşılığını alıp alamadığıma bakmadan, aslında güçlü olmak değildi istediğim, ama olmak zorundaydım ve bırakıldım. Kendimi hep erteledim. Kimsenin beni anlamadığını bildiğim halde hayatıma girenleri bana verilmiş bir görev olarak gördüm. Herkesi mutlu etmek zorundayım sandım. Benimde mutlu olmam gerektiğini unutmuşum meğer... Görevim neyse en iyisini yapmalıydım ki vicdanım rahat etmeliydi.
Birilerinin de bana karşı görevleri olduğunu hiçe saymışım oysa… Ne yazık ki; Bana verilen rolleri en iyi şekilde oynarken onların rollerini iyi oynayıp oynamadığına hiç bakmadım. Karşımdakilerin eksiklerini tamamlamaya çalışırken, onların hatalarını görmeye vaktim kalmamış sanki. Beni üzmelerine bakmadan, karşılığında ne aldığıma ne hissettiğime aldırış etmeden hep verdim. Kendimi nasılda unutmuşum.. unutturmuşlar aslında. Paramparça olmuş kalbime, cayır cayır yanan içime doğruları söylemeye çalışan beynime, mutsuz yüzüme hep sus dedim. Sen sus… Kendime haksızlık ettim, kimseye etmediğim kadar. Herkesi dinledim kendimi dinlemediğim kadar. Kimse benim yüzümden mutsuz olmasın diye, hiç bir şeyin sebebi ben olmayayım diye mutluluk oyunlarımı oynadım. Yetmedi yeni oyunlar buldum. Ama bir gün bir bakmışım ki paramparça olmuşum.
Tutunacak tek duygu bırakmamışım kendime. kendimi teselli edecek tek şey yokmuş hayatımda. Allak bullak olmuşum.. Kendimi aramaya çıktığımda yorgun, yılgın, bitkin bir köşede saklanıp ağlayan bir kız çocuğu olarak buldum. Ve ona elimi uzattım diyebildiğim tek şey GEÇTİ, bir daha seni kimse üzemeyecek. Şimdi senden özür diliyorum. Seni bu kadar hiçe saydığım için, insanların seni bu kadar üzmelerine müsade ettiğim için, seni hiç bir zaman dinlemediğim için, üzerine bu kadar sorumluluk yüklediğim için, hakkın olan bütün duyguları sana yaşatmadığım için… Şimdi tekrar söylüyorum. İnsanlığından, kalbinden, duygularından, çocukluğundan, hislerinden çok özür diliyorum. Galiba ben almadan vermenin Allah’a mahsus olduğunu unutmuşum…
İclal Aydın
İşte benim ruhumun aynalarından biri :) Gamzelerini sevdiğim, ince ruhuna hayran olduğum, kalbimin her noktasına dokunan kadın :) Kitapları hep başucumda özel bir yerdedir:) Hatta koşa koşa şiir kasetini almaya gitmişliğim vardır(kaset ne tuhaf geliyor şu an kulağıma :) ) Eski mutsuz günlerimin can yoldaşıdır:) Sırdaşımdır :) Hönküre hönküre ağlayarak dinlediğim nadir sesin sahibidir:))))
Nasıl güzel anlatmış ince ince... Nasıl naif, nasıl kırılgan... Eski ben gibi:) Dönüp bakıyorum da ne kadar güçsün, ne kadar kimsesiz, ne kadar savunmasız, ne kadar ağlak bir kadınmışım ben :))) Kahkahasının altında hep bir alt yazı göz yaşı olan, acıdan ölse acısını anlatmayan:) Ahh O kadını alıp ciğerime sokasım geldi :) iki tokat atıp kendine getiresim :) Yapacaksın deyip arkasından itesim geldi :)
Şimdi nerde mutsuz kadın görsem ahh diyorum ahhh o kadar da zor değil!!! Ama değerli taşlar bile işlenmeden kırılıp dökülmeden çizilmeden bölünmeden pırlanta olmuyor :))) Demek ki yaşamak gerekiyor:) Demek ki en dibe batmak gerekiyor... Demek ki yere düştüğünde kimseye tutunmadan ayağa kalkmak gerekiyor :)
Ayyy bu ne sabah sabah yeaaaa :)))) Tüm kırık kalpli kadınları şap şup öperim :) Geçecek düzelecek hatta tekrar aşık bile olacaksınız :))))
kalp kalp kalp muck muck muck ;)))))
Yaşadığım süre boyunca hep merhametimin arkasından yürüdüm, beklentilerimi arkada bıraktım. Kimseden bir şey beklemedim, doğrusu bu sanıyordum çünkü. Yaşadıklarımı yaşayamadıklarımı içimde sakladım, sustum bastırdım olsun dedim insanlık bende kalsın.
Kendimden özür diliyorum.
Kendimden özür diliyorum.
BEN EN İYİSİNİ YAŞATAYIM Kİ
İstemeye yüzüm olsun dedim. Verdim, hep verdim karşılığını alıp alamadığıma bakmadan, aslında güçlü olmak değildi istediğim, ama olmak zorundaydım ve bırakıldım. Kendimi hep erteledim. Kimsenin beni anlamadığını bildiğim halde hayatıma girenleri bana verilmiş bir görev olarak gördüm. Herkesi mutlu etmek zorundayım sandım. Benimde mutlu olmam gerektiğini unutmuşum meğer... Görevim neyse en iyisini yapmalıydım ki vicdanım rahat etmeliydi.
Birilerinin de bana karşı görevleri olduğunu hiçe saymışım oysa… Ne yazık ki; Bana verilen rolleri en iyi şekilde oynarken onların rollerini iyi oynayıp oynamadığına hiç bakmadım. Karşımdakilerin eksiklerini tamamlamaya çalışırken, onların hatalarını görmeye vaktim kalmamış sanki. Beni üzmelerine bakmadan, karşılığında ne aldığıma ne hissettiğime aldırış etmeden hep verdim. Kendimi nasılda unutmuşum.. unutturmuşlar aslında. Paramparça olmuş kalbime, cayır cayır yanan içime doğruları söylemeye çalışan beynime, mutsuz yüzüme hep sus dedim. Sen sus… Kendime haksızlık ettim, kimseye etmediğim kadar. Herkesi dinledim kendimi dinlemediğim kadar. Kimse benim yüzümden mutsuz olmasın diye, hiç bir şeyin sebebi ben olmayayım diye mutluluk oyunlarımı oynadım. Yetmedi yeni oyunlar buldum. Ama bir gün bir bakmışım ki paramparça olmuşum.
Tutunacak tek duygu bırakmamışım kendime. kendimi teselli edecek tek şey yokmuş hayatımda. Allak bullak olmuşum.. Kendimi aramaya çıktığımda yorgun, yılgın, bitkin bir köşede saklanıp ağlayan bir kız çocuğu olarak buldum. Ve ona elimi uzattım diyebildiğim tek şey GEÇTİ, bir daha seni kimse üzemeyecek. Şimdi senden özür diliyorum. Seni bu kadar hiçe saydığım için, insanların seni bu kadar üzmelerine müsade ettiğim için, seni hiç bir zaman dinlemediğim için, üzerine bu kadar sorumluluk yüklediğim için, hakkın olan bütün duyguları sana yaşatmadığım için… Şimdi tekrar söylüyorum. İnsanlığından, kalbinden, duygularından, çocukluğundan, hislerinden çok özür diliyorum. Galiba ben almadan vermenin Allah’a mahsus olduğunu unutmuşum…
İclal Aydın
İşte benim ruhumun aynalarından biri :) Gamzelerini sevdiğim, ince ruhuna hayran olduğum, kalbimin her noktasına dokunan kadın :) Kitapları hep başucumda özel bir yerdedir:) Hatta koşa koşa şiir kasetini almaya gitmişliğim vardır(kaset ne tuhaf geliyor şu an kulağıma :) ) Eski mutsuz günlerimin can yoldaşıdır:) Sırdaşımdır :) Hönküre hönküre ağlayarak dinlediğim nadir sesin sahibidir:))))
Nasıl güzel anlatmış ince ince... Nasıl naif, nasıl kırılgan... Eski ben gibi:) Dönüp bakıyorum da ne kadar güçsün, ne kadar kimsesiz, ne kadar savunmasız, ne kadar ağlak bir kadınmışım ben :))) Kahkahasının altında hep bir alt yazı göz yaşı olan, acıdan ölse acısını anlatmayan:) Ahh O kadını alıp ciğerime sokasım geldi :) iki tokat atıp kendine getiresim :) Yapacaksın deyip arkasından itesim geldi :)
Şimdi nerde mutsuz kadın görsem ahh diyorum ahhh o kadar da zor değil!!! Ama değerli taşlar bile işlenmeden kırılıp dökülmeden çizilmeden bölünmeden pırlanta olmuyor :))) Demek ki yaşamak gerekiyor:) Demek ki en dibe batmak gerekiyor... Demek ki yere düştüğünde kimseye tutunmadan ayağa kalkmak gerekiyor :)
Ayyy bu ne sabah sabah yeaaaa :)))) Tüm kırık kalpli kadınları şap şup öperim :) Geçecek düzelecek hatta tekrar aşık bile olacaksınız :))))
kalp kalp kalp muck muck muck ;)))))
19 Ocak 2016 Salı
AHIMIN 50 TONU:)
Ne tuhaf bir zamanlar uğruna göz yaşı döküp mutsuz olsun istiyorum diye ağladığım insanın istediğimden daha mutsuz, daha kötü durumda olduğunu duymak.... İnanın bu insanı hiç tatmin eden,mutlu eden bir şey değil...
Aslında hakketti diyesin geliyor da Allah yardım etsin deyip susuyorsun... Çünkü çaresizliği, çünkü hiçliği görüyorsun karşında... Kelimeler cümleler kifayetsiz kalıyor teselli etmekte gelmiyor elinden, acımakta... Donan gözlerle mal mal bakıyorsun etrafa, konuşmak bile gelmiyor içinden... Sus tamam kapat telefonu diyorsun... Gerisi suskunluk, gerisi hissizlik, gerisi hiçlik.... Haline yine şükrediyorsun,bir daha şükrediyorsun, bir daha ve bin kere daha....
Ey kocasını çatır çatır boşayan,haksızlığa uğrayan,aldatılan,hor görülen,hırpalanan,incitilen güzel kadınlar:) Evet eve sizden bahsediyorum:) Ah etmeyin direkt Allah'a havale edin :) Emin olun istediğinizden de kötü durumda oluyorlar da sizin içinizden 'OHHHH' diyesiniz bile gelmiyor... Acıyamıyorsunuz bile...
Umursamayın, hayatınıza bakın, eskilerle enerjinizi tüketip sinirlerinizi yıpratmayın...
'Bunu bana nasıl yapar?' diye kendi kendinizi yemeyin hele hele ' Neyi eksik yaptımda bu benim başıma geldi' diye kendinizi sorgulamak hatasına asla düşmeyin! Siz kıçınızı da yırtsanız, olduğunuzdan daha becerikli,daha bakımlı,daha anlayışlı,daha mükemmel bir kadın da olsanız o öküzlük onun kanında vardı ve yine yapacaktı.... Söylemesi kolay diyenleri duyuyorum:))) Mutsuzluğun en dibini görmüş bir kadın olarak tecrübe konuşuyor kulak verin derim ;)
Bin kere söylüyorum bir kere daha tekrar edeceğim KENDİNİZ SEVİN! Tüm bunlar hayatınızdaki adamı alıp hayatınızın merkezine koyup el üstünde taşıyıp herkesten çok sevdiğiniz için oldu :) Sevmeyecek misiniz kocanızı? :)))) Sevin ama kendinizden çok değil ;) Unutmayın erkek milleti kedilere çok benzer:) Başını okşarsın okşarsın adam mayışır tam mırlayıp yayılacakken pat diye indirin kafasına:)))) O rahatlığa alışmasın, bu kadın nasıl olsa beni seviyor diye kendini yaymasın :))) Çok mu acımasızım ? Hayır değilim:) Yaşadıklarımı bilmiyor, geçtiğim yolları tanımıyorsunuz ;)
Kalp Kalp Kalp Muck Mcuk Mcukk:)))
EVET BEN CANİYİM!!!!
Dilerim
o gencecik askerlere kıyan eliniz kurusun! Dilerim bu ülkenin varlığına,
bayrağina, birlik ve beraberliğine kast eden, Türkiye Cumhuriyetinin ekmeğini
yiyip, doktoruna muayene olup, okullarında okuyup, yediği kaba pisleyip birde
bizi düşman ilan edip canımıza, bayrağımıza ve askerimize kast eden tüm Pkk ve
türevi yasa dışı gruplara el veren, yardım eden, içinde bulunan herkesin
kundaktaki bebeğinden, bir ayağı çukurda yaşlısına kadar kökü kurusun!!!
Dilerim 25 yaşindaki oğlu için ciğeri yanan anne kadar ciğerleriniz yansın!!!
Evet hepsi gebersin istiyorum! Evet caniyim!
18 Ocak 2016 Pazartesi
'HAYIR' DİYEBİLMENİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ ;)
Evet evet ben eskiden gerçek bir sevgi kumkumasıydım :) Vücudum karbondioksit yerine sevgi üretiyordu :)
Öyle ki herkese yetişmeye çalışmaktan
kendime yetemez hale gelmiştim.... Kimin ne bok işi varsa Sevda derdi:)
Sevda
bakar,Sevda gelir, Sevda saklar,Sevda sever :) Sevda kadar taş düşsün başınıza
diyecek olurdum ama o bedenin altında ezilebilirlerdi :p Öyle bir hale geldim
ki saçma sapan insanlar yüzünden oğlumu en önemlisi KENDİMİ ihmal eder oldum...
Tek sebebi HAYIR diyemiyordum :) Bir cinnet anımda arkadaşıma ağlaya zırlaya
dert anlatırken 'EEE NEDEN HAYIR DEMİYORSUN' dedi ben kaldım... Çünkü
nasıl HAYIR denilir bilmiyordum :) insanlara aman kırılırlar oyy üzülmesinler
diye HAYIR diyemeyip kendim bin parçaya bölünüyordum...
Ben
hayır demeyi 31 yaşımda öğrendim arkadaş:) o günden beri hayatımda huzur var:)
Şu an hayatımdaki yeri ne olursa olsun,
kim olursa olsun, hangi durumda olursa olsun eğer benim planlarıma
uymuyorsa,eğer ben kendimi iyi hissetmiyorsam ya da o günü kendime ayırmışsam
hiç bir kuvvet artık benim kararımı değiştiremez... HAYIR dediysem HAYIRDIR!
Mutlu olmak için önce azıcık bencil olmayı öğrenmeli insan,
KENDİNİN KIYMETİNİ BİLMELİ:) Ruhunu,kalbini,bedenini hor kullanmamalı...
Herkesten çok kendini sevmeli ki sevdiklerine faydası dokunabilsin... Aynaya
baktığında kendine gülen gözlerle bakabilmeli :) hatta abartıp kendine bakmaya
doyamamalı :)))) Buna ister kendini beğenmişlik deyin ister narsisizm :)))) İnanın
kimsenin yargıları umrumda değil:) Lütfen sizinde olmasın :) Herkes önce kendi hayatına
kendi yaptıklarına baksın:) Allah aşkına kendi hayatınızdan çok başkalarının
hayatları ile ilgilenmeyin bu sizi geriye sürükler ve asla bir adım öne
gidemezsiniz:) Kendi olduğunuzdan başka bir kişi olmaya çalışmayın :) Bu sizi
komik duruma düşürmekten başka bir işe yaramaz:) Ve son olarak asla karşınızdaki
insanları küçümsemeyin sonra büyük lokma olur boğazınıza zık diye otururlar ;)))
Kalp Kalp Kalp Muck Muck Muck ;))))
13 Ocak 2016 Çarşamba
Kelebeğin Hayat Sırları
Gençliğime sevgilerimle
Zaman makinesi olsaydı ve kendi gençliğime, mesela 17 yaşıma, dönseydim, kendime şunları söylerdim:
En önemli şey aşk. Onu doya doya yaşa bu bir.Ne yapmayı sevdiğini bul ve sonra o sevdiğin şeyi yapabiliyor musun ona bak. Yapamıyorsan, boşuna enerjini tüketme, yapabilenler yapsın. Yapıyorsan, dünyanın en şanslı insanlarından birisin, dilini ısır, kimseye söyleme.
Sevdiğin insanlar bul. İşlerini onlarla yapmanın yollarına bak. Hayat 'yap et çalış başar'la geçiyor ve bu maraton çok sevdiklerinle geçerse, iş yapmamış, sürekli aşk yapmış olursun.
Birkaç kişinin elini sıkı sıkı tut. Onların dertleriyle dertlen, mutluluklarıyla uç, dediklerine kulak ver. Onları kaybetme. Her şey değiştiğinde, senin en orijinal halini bilip sevenlere ihtiyacın olacak.
Kendini onunla bununla karşılaştırma. Başkalarının kriterlerine göre seçim yapma. O zaman başkalarının gideceği yerlere gidersin. Oralarda ne işin var? Senin yolun başka. Yokuşların başka.
'Konu komşu ne der' diye dinleme. Komşu senin hayatın hakkında topu topu 15 dakika konuşacak. Sense ölene dek, onu yaşayacaksın.
Hareket et. Her gün hareket etmeyi alışkanlık haline getir. Bir spora kafayı tak. Dansa kafayı tak. Satranca kafayı tak. Kafayı taktıkların ileride yaldız olup üzerine yağacak.
Her gün oku. Her şeyi oku. Ağaç olmak nasıldır, Van Gogh olmak nasıldır, İkinci Dünya Savaşı'na katılmış olmak nasıldır? Öğren. Bir gün hepsi, bir yapboz gibi, birleşip sana inanılmaz gerçekleri gösterecek.
Kızlar zekadan, çalışıp başarandan ve espriden hoşlanır. Erkekler güzellikten, edadan ve huzurdan hoşlanır.
Hayat alışkanlıklarla yürüyor. Bir şeyi iyi yapmak istiyorsan hemen alışkanlık haline getir. Alışkanlıksa tekrarla oluyor. Beyin böyle programlanıyor. Bir şeyi sürekli yaparsan, başka şeyi düşünmüyor, onu hep öyle yapıyor. O yüzden alışkanlıklarına çok dikkat et. Neyi alışkanlık yaparsan, hayatın ondan oluşacak unutma.
Erken kalkmak kulağa berbat geliyor biliyorum ama 'erken kalkan yol alır'hayatımda duyduğum en doğru şey. Bazen saat 8:30'da üç şey bitirmiş oluyorsun ve inanamıyorsun zamanın göreceliğine.
Dedikodu yapma. Dedikodu nasıl bir şey biliyor musun... Böyle evinin içine çöp boşaltmışsın gibi. Ağzını, içini, evini kokutuyor. Rahatlatır sanıyorsun ama pisletiyor insanı. Gül geç. Hem dedikodu yapanların başına mutlaka, ayıpladıkları, beğenmedikleri, çekiştirip durdukları şey gelir, unutma. Hayatın mizah anlayışı böyle.
Kızlar! Güzel mi güzel bir kadın olduğunuzda, kendi atınız olsun. Kendi paranızı kendiniz kazanın, onu şakır şakır harcayın. Böylece ayrılıklarla, boşanmalarla attan inip eşeğe binmezsiniz. Atınızı kimse altınızdan alamaz. Dörtnala başka yere gidebilirsiniz.
Erkekler! Yakışıklı mı yakışıklı bir erkek olduğunuzda, kadınlara, çocuklara ve hatta birbirinize asla el kaldırmayın. O güç güç değil. Kaba kuvvet o. Korkudan kaynaklanır. Kaybetme korkusundan. Ve kimseyi avucunuzda sıkarak elinizde tutamazsınız. Tam tersi, avucu apaçık tutacaksınız.
Kendinden başka kimseyi suçlama. Suçlamak, nasıl diyeyim, zehirli bir duygu. İnsanı frenler. İnsanı kurban psikolojisine sokar. Atıl bırakır. Hatta şimdiden duvara 'kendimi suçlu hissetmiyorum' yaz. Çok faydasını göreceksin.
Ceplerden, bilgisayarlardan, televizyonlardan uzak 1 saat ayır kendine. Kendinle sosyalleş. Yoksa unutursun nasıl biri olduğunu. Hayatın sana başkaları tarafından yansıtılmayan bir aslı var. Onu dinle, deniz kabuğu dinler gibi. Yalnızlığını kimseye verme.
Yalnızlığın hariç her şeyi paylaş. Çünkü reklamda dediği gibi, 'hayat paylaşınca güzel'.
Her gün şükret. Teşekkürü dualarından asla eksik etme. Teşekkür kadar insana iyi gelen şey yoktur. Bir şey istemekten, dilemekten bile iyidir. Sıcacık yapar ruhunu.'Bendeki bana yeter, hatta artar bile' dünyanın en güzel felsefesidir.
Birinden bir şey isteme. Onun yerine birine bir şey ver. Bak neler olacak seyret sonra.
Karanlık günler olacak. Düşeceksin de. Yaralar da açılacak. O zamanlarda şunu unutma: Tünel bitecek. Kalkacaksın da. Kabuk da bağlayacaksın.
Sevdiklerine bıkıp usanmadan, seni seviyorum, seni çok seviyorum de. Hattasen ne yaparsan yap, kim olursan ol çok seveceğim de.
Korkmaktan korkma. Ödün bile kopsun. Sonra kapa gözünü bas karanlığına. Belki biri bir taş döşemiştir kim bilir.
Böbürlenme. Kibirlenme. Köpürme.
Abart. Çoğalt. Parlat.
Her gün, bir yazar tarafından hayatının hikayelendirildiğini düşün ve dinle. Böyle bir kahraman olmak ister miydin?
İstiyorsan başarıyorsun. Ne mutlu sana.
Sevdiğin insanlar bul. İşlerini onlarla yapmanın yollarına bak. Hayat 'yap et çalış başar'la geçiyor ve bu maraton çok sevdiklerinle geçerse, iş yapmamış, sürekli aşk yapmış olursun.
Birkaç kişinin elini sıkı sıkı tut. Onların dertleriyle dertlen, mutluluklarıyla uç, dediklerine kulak ver. Onları kaybetme. Her şey değiştiğinde, senin en orijinal halini bilip sevenlere ihtiyacın olacak.
Kendini onunla bununla karşılaştırma. Başkalarının kriterlerine göre seçim yapma. O zaman başkalarının gideceği yerlere gidersin. Oralarda ne işin var? Senin yolun başka. Yokuşların başka.
'Konu komşu ne der' diye dinleme. Komşu senin hayatın hakkında topu topu 15 dakika konuşacak. Sense ölene dek, onu yaşayacaksın.
Hareket et. Her gün hareket etmeyi alışkanlık haline getir. Bir spora kafayı tak. Dansa kafayı tak. Satranca kafayı tak. Kafayı taktıkların ileride yaldız olup üzerine yağacak.
Her gün oku. Her şeyi oku. Ağaç olmak nasıldır, Van Gogh olmak nasıldır, İkinci Dünya Savaşı'na katılmış olmak nasıldır? Öğren. Bir gün hepsi, bir yapboz gibi, birleşip sana inanılmaz gerçekleri gösterecek.
Kızlar zekadan, çalışıp başarandan ve espriden hoşlanır. Erkekler güzellikten, edadan ve huzurdan hoşlanır.
Hayat alışkanlıklarla yürüyor. Bir şeyi iyi yapmak istiyorsan hemen alışkanlık haline getir. Alışkanlıksa tekrarla oluyor. Beyin böyle programlanıyor. Bir şeyi sürekli yaparsan, başka şeyi düşünmüyor, onu hep öyle yapıyor. O yüzden alışkanlıklarına çok dikkat et. Neyi alışkanlık yaparsan, hayatın ondan oluşacak unutma.
Erken kalkmak kulağa berbat geliyor biliyorum ama 'erken kalkan yol alır'hayatımda duyduğum en doğru şey. Bazen saat 8:30'da üç şey bitirmiş oluyorsun ve inanamıyorsun zamanın göreceliğine.
Dedikodu yapma. Dedikodu nasıl bir şey biliyor musun... Böyle evinin içine çöp boşaltmışsın gibi. Ağzını, içini, evini kokutuyor. Rahatlatır sanıyorsun ama pisletiyor insanı. Gül geç. Hem dedikodu yapanların başına mutlaka, ayıpladıkları, beğenmedikleri, çekiştirip durdukları şey gelir, unutma. Hayatın mizah anlayışı böyle.
Kızlar! Güzel mi güzel bir kadın olduğunuzda, kendi atınız olsun. Kendi paranızı kendiniz kazanın, onu şakır şakır harcayın. Böylece ayrılıklarla, boşanmalarla attan inip eşeğe binmezsiniz. Atınızı kimse altınızdan alamaz. Dörtnala başka yere gidebilirsiniz.
Erkekler! Yakışıklı mı yakışıklı bir erkek olduğunuzda, kadınlara, çocuklara ve hatta birbirinize asla el kaldırmayın. O güç güç değil. Kaba kuvvet o. Korkudan kaynaklanır. Kaybetme korkusundan. Ve kimseyi avucunuzda sıkarak elinizde tutamazsınız. Tam tersi, avucu apaçık tutacaksınız.
Kendinden başka kimseyi suçlama. Suçlamak, nasıl diyeyim, zehirli bir duygu. İnsanı frenler. İnsanı kurban psikolojisine sokar. Atıl bırakır. Hatta şimdiden duvara 'kendimi suçlu hissetmiyorum' yaz. Çok faydasını göreceksin.
Ceplerden, bilgisayarlardan, televizyonlardan uzak 1 saat ayır kendine. Kendinle sosyalleş. Yoksa unutursun nasıl biri olduğunu. Hayatın sana başkaları tarafından yansıtılmayan bir aslı var. Onu dinle, deniz kabuğu dinler gibi. Yalnızlığını kimseye verme.
Yalnızlığın hariç her şeyi paylaş. Çünkü reklamda dediği gibi, 'hayat paylaşınca güzel'.
Her gün şükret. Teşekkürü dualarından asla eksik etme. Teşekkür kadar insana iyi gelen şey yoktur. Bir şey istemekten, dilemekten bile iyidir. Sıcacık yapar ruhunu.'Bendeki bana yeter, hatta artar bile' dünyanın en güzel felsefesidir.
Birinden bir şey isteme. Onun yerine birine bir şey ver. Bak neler olacak seyret sonra.
Karanlık günler olacak. Düşeceksin de. Yaralar da açılacak. O zamanlarda şunu unutma: Tünel bitecek. Kalkacaksın da. Kabuk da bağlayacaksın.
Sevdiklerine bıkıp usanmadan, seni seviyorum, seni çok seviyorum de. Hattasen ne yaparsan yap, kim olursan ol çok seveceğim de.
Korkmaktan korkma. Ödün bile kopsun. Sonra kapa gözünü bas karanlığına. Belki biri bir taş döşemiştir kim bilir.
Böbürlenme. Kibirlenme. Köpürme.
Abart. Çoğalt. Parlat.
Her gün, bir yazar tarafından hayatının hikayelendirildiğini düşün ve dinle. Böyle bir kahraman olmak ister miydin?
İstiyorsan başarıyorsun. Ne mutlu sana.
😊😊😊😊İste benim parçalarımdan biri Nil Karaibrahimgil benim şeffaf kızım👸 Onun her parçası o kadar iyi geliyor öyle mutlu ediyor ki beni😊 Her moralim bozuk olduğunda ya da birazcık enerjim düştüğünde hemen bir Nil şarkısı açarım😍
Nasil ki Marily Monroe benimle özleşleştiyse Nil'de öyledir 😊 Tüm yazılarını takip ederim😊 PuCCa'm gibi😉 Benim aynamdır bu kadınlar😊 Başkasına yakıştıramam hiç😈 Hele onlar ile ilgili tek kelime bilmeyen ahmaklar sırf beni deli etmek icin onlari kullandıklarında çok gülüyorum 😄😄Anlıyorum ki onların kendi aynaları yok😊 Kendi duruşları kendine has davranışları yok... Çok yazık😊😊 Neyse gelelim Nil'e Allah'ım sanki kalbimi okumuş gibi😊 Sevda icin bir şeyler yazmalıyım demiş gibi🙈 Ki 17 yaşım öyle özeldir ki benim için... Tüm acılarımın tüm hayal kırıklıklarımın hayatta kim olacağimın başlangıç noktasıdır sanki 17 yaşımda bir sınır var o sınıra kadar kelebek kanatlarımla gelip dikenli tellere takılmış gibi😊 Keşke ben 17 yaşımdayken Nil bunları fısıldayabilseydi bana😊 Ama o zaman şimdiki ben olmazdım😇 Yaşadığım ve yaptığım hiç bir şeyden pişmanlık duymuyorum! Ne yaşadıysam haketmişimdir ne yaşattiysam haketmişlerdir💪💪💪 KENDİMİ SUÇLU HİSSETMİYORUM KENDİMİ SUÇLU HİSSETMİYORUM!!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)